Sie suchten nach: kraniebruddet (Dänisch - Türkisch)

det var kraniebruddet, som tog ham.
başındaki yara öldürdü.

sikkert en stump genstand efter kraniebruddet at dømme.
kafasındaki ezilmeye bakılırsa darbe sonrası travma sanırım.

kraniebruddet skete på den frontale knogle, lige på midtlinjen.
kafatası kırığı alın kemiğinin üzerinde, tam orta çizgide.

partiklerne i kraniebruddet indeholdt polyuretan og sandarak-harpiks.
kafatası yaralarından elde ettiğim partüküller, poliüretan ve reçine izlerine ait.

jeg prøver at undertrykke tankerne, men de lækker i andet niveau via kraniebruddet fra min tredje død.
bu düşünceleri bastırmaya çalışıyorum, ama üçüncü ölümümde başıma aldığım yaradan ikinci düzeye sızıntı yapıyorlar.

bilen skubbede ham ned på sprinklerhovedet... hvilket forårsagede kraniebruddet... og brækkede hans ribben, som punkterede hans aorta og dræbte ham.
araba onu püskürtme kafasının oraya doğru savurup kafatasındaki kırıklara yol açmış. ayrıca kaburgası kırıimış ki bu da aortu parçalayıp ölmesine neden olmuş.

kraniebruddet samt de andre ting, vi har nævnt gør det meget sandsynligt sandsynligt, ikke sikkert at han blev myrdet og derefter skubbet ud ad deres datters vindue.
İki, kafatasındaki çatlaklar... ve daha başka bir sürü şey... bir ihtimalin gayet mümkün olduğunu gösteriyor. mümkün ama kesin değil. bu da kurbanın öldürüldükten sonra kızınızın penceresinden aşağı atıima olasılığı.

"bristet milt, kraniebrud, indre blødning". det er din mors notater.
"kopuk dalak, kırık kafatası, iç kanama..." bunlar annenin notları.