Sie suchten nach: balked (Englisch - Türkisch)

slovenia initially balked over environmental concerns.
slovenya başlangıçta çevresel kaygılardan dolayı tereddüt etmişti.

the opposition balked, and the deal fell through.
muhalefet geri adım attı ve anlaşma sağlanamadı.

italy had balked at signing after croatia declared a unilateral protected fishing zone in the adriatic.
İtalya, hırvatistan'ın adriyatik'te tek taraflı koruma altında bir balıkçılık bölgesi ilan etmesi sonrasında imzaya muhalefet etmişti.

however, the opposition balked, saying it can negotiate with the majority only if the prime minister resigns.
ancak muhalefet, çoğunlukla ancak başbakanın istifa etme şartıyla pazarlık yapacağını söyleyerek engel çıkardı.

one father, who had initially balked at his daughter coming out in such a choir, now writes songs for them.
İlk zamanlarda kızına ayak diremiş olan bir baba, bu koroya katılıp şu an onlar için şarkılar yazıyor.

greek cypriot president tassos papadopoulos, who campaigned against the un plan last year, has balked at making known the changes he wants, saying this would weaken his negotiating position.
geçen yıl bm planı aleyhinde propaganda yapan kıbrıs rum cumhurbaşkanı tassos papadopulos da, bunun müzakereci konumunu zayıflatacağını öne sürerek istediği değişiklikleri açıklamaktan yan çizdi.