Sie suchten nach: break in (Englisch - Türkisch)

break in 2
xtreme pinball

break-in point
kavuşma noktası (kök yereğrisinin)

we didn't break in.
zorla girmedik.

breaks in
kesilmeler

there was a brief break in the discussion.
tartışmada kısa bir mola vardı.

police first described it as a break-in.
polis olayı ilk önce haneye tecavüz olarak tanımlamıştı.

we're about to take a break in a moment.
birazdan bir ara vermek üzereyiz.

i watched television during a break in my studies.
Çalışmalarımda bir mola sırasında televizyon izledim.

the br element forces a break in the current line of text.
br ögesi metnin mevcut satırı içinde bir kesme zorlar.

attempted break-in targets kosovo prime minister's home
kosova başbakanının evine hırsızlık girişimi

"spring break in bosnia" is expected to be released next year.
"spring break in bosnia"nın gelecek yıl vizyona girmesi bekleniyor.

they break in pieces thy people, o lord, and afflict thine heritage.
kendi halkına eziyet ediyorlar.

boy: racism, oppression, people like me not getting a break in life.
Çocuk: irkçılık, depresyon, benim gibi insanların hayatta hiçbir yere gelememesi.

at the end of last month, stavreski said the government expected a break in inflationary momentum.
stavreski geçen ayın sonunda yaptığı açıklamada, hükümetin enflasyon hızında bir kesilme beklediğini söyledi.

he shall break in pieces mighty men without number, and set others in their stead.
onların yerine başkalarını diker.

betty and rita go to diane selwyn's apartment and break in when no one answers the door.
diane selwyn'ın dairesine giden betty ve rita, kapıya cevap veren olmayınca eve gizlice girer.

so whoever disbelieves in taghut and believes in allah has grasped the most trustworthy handhold with no break in it.
artık her kim tâğutu inkar edip, allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz.

"let not a single indigent person break in upon you into the (garden) this day."
"bugün orada, hiçbir düşkün kimse yanımıza sokulmasın" diye gizli gizli konuşarak yürüyorlardı.

after waiting all day, the workers were still looking for a break in the weather so they could resume the search.
bütün gün bekledikten sonra işçiler araştırmayı sürdürebilmek için hâlâ havanın düzelmesini bekliyorlardı.

the shooting of director richard shepard's "spring break in bosnia" is due to begin tuesday.
yönetmen richard shepard'ın "spring break in bosnia" (bosna'da bahar tatili) adlı filminin çekimleri salı günü başlayacak.