Sie suchten nach: doomed (Englisch - Türkisch)

doomed
sanal polis sah

doomed are the conjecturers
kahrolsun (o fikir adına) kendi tahminlerini ileri sürenler!

they are doomed to be drowned.
Çünkü onlar suda boğulacaklardır.”

kalyviotis said he feels doomed to hopelessness.
kaliviotis, kendisini ümitsizliğe mahkum hissettiğini söylüyor.

except those who are doomed to enter hell.
ancak cehennemde yanacaklar hariç.

for he who fabricates lies is doomed to failure."
allah'a iftira eden hüsrana uğrar" dedi.

pharaoh, i believe that you are doomed to perdition.
ben de senin hakikaten mahvolduğunu sanıyorum!"

except his wife who is doomed to be left behind."
"(fakat lut'un) karısı müstesna; biz onun geri kalanlardan olmasını takdir ettik."

one month later, the doomed scott expedition reached the pole.
scott’ın talihsiz seferi amundsen’den bir ay sonra gerçekleşti.

i truly think, o pharaoh, that you are indeed doomed."
doğrusu senin mahvolacağını sanıyorum" demişti.

if it's all puppies, porn and piracy, we're doomed.
eğer hepsi porno ve korsan olursa mahvoluruz.