Sie suchten nach: dwelling (Englisch - Türkisch)

dwelling
lojman

dwelling therein forever.
onlar orada ebedî olarak kalacaklardır.

what a terrible dwelling!
ne kötü bir döşektir o!

hell will be their dwelling.
artık cehennemdir onun yeriyurdu.

and sons dwelling in his presence,
göz önünde duran oğullar (verdim),

his dwelling shall be the abyss.
artık onun da anası (son durağı) "haviye"dir (uçurum).

who shall inherit paradise therein dwelling forever.
(evet) firdevs'e varis olan bu kimseler, orada ebedi kalıcıdırlar.

and their treasures and excellent dwellings.
ama biz firavun ve adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. böylece oralara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.