Sie suchten nach: i wsnt to touch you (Englisch - Türkisch)

touch you
dokunabilsem

did he touch you?
o sana dokundu mu?

i don't want him to touch me.
onun bana dokunmasını istemiyorum.

i want to touch its precious screen.
o harika ekranına dokunayım.

and when i touch you, i feel happy inside.
ve sana dokununca, içimde mutluluğu hissediyorum.

bad luck shouldn't touch you
nazar degmesin

little children like to touch everything.
küçük çocuklar her şeye dokunmak ister.

and i go, "i'm just going to touch it."
ve "ona dokunacağım" dedim.

tom doesn't want mary to touch him.
tom mary'nin ona dokunmasını istemiyor.

she was tall enough to touch the ceiling.
tavana değecek kadar uzun boyluydu.

the doctor tells me not to touch alcohol.
doktor bana alkole dokunmamamı söyledi.

now you and i could argue that they probably did not need to touch her breasts.
Şimdi siz ve ben muhtemelen göğüslerine dokunmaya gerek görmediler diye düşünebiliriz.

so the human touch, you see, it's disappearing.
yani insan sıcaklığı yok oluyor.

don\'t let the enemies touch you or you lose a life.
labirent'ten domuz ile kaçmak için mouse yi kullanın.

they didn't even want to touch that one. they just did it.
ona dokunmak bile istemediler. sadece yaptılar.

the things that my soul refused to touch are as my sorrowful meat.
beni hasta ediyorlar.

moses said, "go away! throughout your life you will not be able to let anyone touch you.
mûsa dedi: "defol, çünkü sen, hayatın boyunca 'bana dokunmayın!' diyeceksin!

do not incline toward those who do wrong, lest the fire touch you.
bir de sakın zulmedenlere meyletmeyin, sempati duymayın.

they are not going to touch that, because it's not your matter.
erkekler pede dokunmazlar, çünkü onları ilgilendirmez.

she said, "it was a big hurdle just to get farmers to touch underneath the vulva.
dedi ki, "Çiftçilere vulvanın altını elletmek bile yeterince zor oldu.