Sie suchten nach: if you don't like me afriend , you can de... (Englisch - Türkisch)

if you don't like it then you can leave.
ondan hoşlanmıyorsan ,öyleyse gidebilirsin.

you don't like me.
beni beğenmiyorsun.

if you don't like the subject or the performance, you can hold the red.
eğer konuyu ya da performansı beğenmediyseniz, kırmızıyı tutabilirsiniz.

if you don't mind babe i want to tell you if you can fuck whit me babe
sakıncası yoksa bebeğim, eğer beni becerebilirsen sana söylemek istiyorum bebeğim.

but if you don't have that, maybe you can listen on your headphones.
ama eğer o yoksa, belki kulaklıklarınızdan da dinleyebilrisiniz.

do it your own way if you don't like my way.
sen benim tarzımı sevmiyorsan onu kendi tarzınla yap.

i suppose that's why you don't like me so much.
sanırım beni çok fazla sevmemenin nedeni bu.

of course, if you don't like to touch people, i can always shove this up your nose.
tabii ki, eğer insanlara dokunmayı sevmiyorsanız, bunu her zaman

and if you don't believe me you can get the slide later and do some arts and crafts and see that they're identical.
bana inanmıyorsanız slaytları sonra alıp biraz uğraşıp aynı olduklarını görebilirsiniz.

if you have the sitename app installed, you can delete your sitename profile from within the app.
site adi uygulamasını yüklediyseniz uygulama içinden sİte adi profilinizi silebilirsiniz.

and you can be secure even if you don't feel it.
Öyle hissediyor olmasanız bile güvende olabilirsiniz.

there's a disincentive to conserve, because, if you don't use your water right, you can lose your water right.
burada korumaktan caydırma var, çünkü, eğer su hakkınızı kullanmazsanız, su hakkınızı yitirebilirsiniz.

fact is, there's a general rule: if you don't like it, it's fake; if you do like it, it's faux.
gerçek şu ki, eğer sevmiyorsanız, o zaman sahtedir şeklinde genel bir kural vardır; eğer seviyorsanız, o zaman yapaydır.

so right now, i feel more like these are my principles, and if you don't like them, i have others.
böylece şu anda benim ilkelerim bunlar, ve eğer bunları beğenmezseniz, başkaları da var.

and if you don't want to fold 400 scales, you can back off and just do a few things, and add plates to the back of a turtle, or toes.
400 pul katlamak istemiyorsanız, geriye çekilip sadece birkaç şey yapabilirsiniz, bir kaplumbağanın zırhına yüzey, ya da parmaklar.

you can see, even if you don't go for the numbers, the beauty of the symmetry.
sayıları bir kenara bıraksanız bile, simetrinin güzelliğini görebilirsiniz.

even if you don't like it, you'll have to get used to this because at the moment, 70 percent of all our agricultural land is being used to produce livestock.
bunu sevmeseniz dahi alışmak zorunda kalacaksınız. Çünkü hâlihazırda tarım alanlarımızın %70'i çiftlik hayvanlarını yetiştirmek için kullanılıyor.

if you can delete cells just for a few milliseconds or seconds, you can figure out what necessary role they play in the circuits in which they're embedded.
eğer hücreleri birkaç milisaniye veya saniye içerisinde silebilirseniz, içinde bulundukları devrede hangi önemli rolleri oynadıklarını bulabilirsiniz.

and you don't know who you can talk to, because the truth is, hiv is so stigmatizing that if you partner, your family, anyone in your home, you're likely to be thrown out without any means of support.
...kiminle konuşabileceğinizi bilmezsiniz... ...çünkü hiv insanın adını kötüye çıkarır... ...eşiniz, aileniz yada evinizden biri tarafından... ...muhtemelen ne olduğunu... ...anlamadan dışlanacaksınız.

so if you are a virus writer and you're capable of infecting windows computers, but you don't know what to do with them, you can sell those infected computers -- somebody else's computers -- to these guys.
eğer bir virüs yazarıysanız ve windows bilgisayarları enfekte edebiliyorsanız ama onlarla ne yapacağınız konusunda bir fikriniz yoksa bu enfekte olmuş bilgisayarları satabilirsiniz -- bir başkasının bilgisayarını -- bu adamlara.