Sie suchten nach: loosed (Englisch - Türkisch)

by the loosed ones successively
andolsun ard arda gönderilenlere,

he hath loosed the two seas. they meet.
(acı ve tatlı) iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar.

and he loosed upon them birds in flights,
gönderdi üzerlerine sürüler halinde kuş,

and also in ad, when we loosed against them the withering wind
ad (kavmin)de de (ayetler vardır). hani onların üzerine köklerini kesen (akim) bir rüzgar gönderdik.

we loosed against them a wind clamorous in a day of ill fortune continuous,
biz onların üstüne o pek talihsiz günde, her şeyi söküp atan bir kasırga gönderdik.

on some we loosed a squall of pebbles, and others were seized by the cry.
bazılarının üstüne taş yağdıran bir kasırga gönderdik. bir kısmını, o korkunç titreşimli ses yakaladı.

and when the thousand years are expired, satan shall be loosed out of his prison,
bin yıl tamamlanınca Şeytan atıldığı zindandan serbest bırakılacak.

we loosed against them one cry, and they were as the wattles of a pen-builder.
biz onlara bir sayha, müthiş bir ses gönderdik, davar ağılındaki kuru ot ve çırpı gibi oldular.

and my breast will be straitened, and my tongue will not be loosed; so send to aaron.
"göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. görev emrini hârun'a gönder."

and his mouth was opened immediately, and his tongue loosed, and he spake, and praised god.
o anda zekeriyanın ağzı açıldı, dili çözüldü. tanrıyı överek konuşmaya başladı.

we loosed against them a squall of pebbles except the folk of lot; we delivered them at the dawn --
biz de lût'un ailesi dışında, hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik. onları ise, tarafımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık.

and when jesus saw her, he called her to him, and said unto her, woman, thou art loosed from thine infirmity.
İsa onu görünce yanına çağırdı. ‹‹kadın›› dedi, ‹‹hastalığından kurtuldun.››