Sie suchten nach: not afraid (Englisch - Türkisch)

i am not afraid.
korkmuyorum.

"we are not afraid.
aleksandar, "korkmuyoruz.

they said: be not afraid!
"korkma!

broz: i'm not afraid.
broz: böyle bir endişem yok.

he is not afraid to die.
o ölmekten korkmuyor.

i'm not afraid any more.
artık korkmuyorum.

she is not afraid of anything.
o, herhangi bir şeyden korkmaz.

i'm not afraid of death.
ben ölümden korkmuyorum.

(the lord) said: "be not afraid.
allah: korkmayın, dedi; ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. ona gidin şöyle söyleyin: "doğrusu biz senin rabbinin elçileriyiz.

we're not afraid of any difficulties.
biz herhangi bir zorluktan korkmuyoruz.

they said they were not afraid of smugglers.
kaçakçılardan korkmadıklarını söylediler.

[...] she’s not afraid of being hard.
[...] madonna sert olmaktan korkmuyor.

the girls were not afraid, but the boys were.
kızlar değil ama erkekler korkuyordu.

indeed the apostles are not afraid before me,
benim huzurumda, elçi olarak gönderilenler korkmaz."

in fact, they are not afraid of the day of judgment.
aslında onlar ahiretten korkmuyorlar.

i am not afraid of the bird flu virus," he said.
kuş gribi virüsünden korkmuyorum," diyor.

god is not afraid of the result of what he had decreed.
(allah, asla) bunun sonucundan korkmaz.

after all these deaths, we are not afraid of them anymore.
tüm bu ölümlerden sonra, artık onlardan korkmuyoruz.

then he conceived a fear of them. they said, 'be not afraid!'
(onlar yemeyince) bunun üzerine içine bir tür korku düştü.

not that i'm not afraid now, but i've learned to pretend.
Şimdi de korkuyorum aslında ama korkmuyor gibi davranıyorum.