Sie suchten nach: worm (Englisch - Türkisch)

worm
solucan

worm gear
sonsuz dişli, salyangoz dişli

the worm race
nfs kalkış yarışı

3x3x3, worm
3x3x3, solucan

tom is a worm.
tom bir pısırık .

and ... "worm ouroboros".
oldukça sık kölelikten bahseder.

guide a worm around a maze
solucanı engellerin çevresinden geçirin

the early bird catches the worm.
erken kalkan erken yol alır.

but what good is this for the worm?
fakat bu solucan için iyi olan nedir?

it's a little brain worm.
küçük bir beyin kurdu.

this is the connectome of the worm c. elegans.
bu c. elegans kurtçuğunun konektomudur.

dg: this is a female of this kind of worm.
dg: bu, solucanın dişisi.

the worm then comes out of the skin over a few weeks.
bunun ardından, birkaç hafta içinde solucan deriden dışarı çıkar.

where their worm dieth not, and the fire is not quenched.
‹oradakileri kemiren kurt ölmez, yakan ateş sönmez.›

* the worm-like chain is a more complex model.
* kurtçuk benzeri zinci daha karmaşık bi modeldir.

it takes this worm two days to age as much as the normal worm ages in one day.
yaşlanma normal solucanın bir gününü alırken ... ... bu solucanın iki gününü alır.

the aim of the blows that the warrior deals is to worm his way through the crowd.
savaşçının indirdiği darbelerin amacı, kalabalık içerisinde kendine yol açmaktır.

and so we marvel at silk worms -- the silk worm you see here spinning its fiber.
İpek böcekleri de çok şaşırtıcıdır. burada gördüğünüz ipek böceği ipini eğiriyor.

these files usually contain malicious content, such as a computer worm or a computer virus.
bu dosyalar bilgisayar solucanı veya virüs gibi zararlı içerikler içerebilir.

but i am a worm, and no man; a reproach of men, and despised of the people.
İnsanlar beni küçümsüyor, halk hor görüyor.