Sie suchten nach: you come (Englisch - Türkisch)

did you come?
geldin mi?

can you come up?
siz gelebilir misiniz?

hey, you! come here.
hey,sen! buraya gel

you come from elsewhere.
baska bir yerden gelmissiniz.

can you come at nine?
dokuzda gelebilir misin?

why didn't you come?
neden sen gelmedin?

do you come to turkey
türkiye ye gelir misin

so you come to a city.
gidin herhangi bir şehre.

did you come by train?
trenle mi geldin?

tom, can you come tomorrow?
tom, yarın gelebilir misin?

why don't you come in?
niçin içeriye gelmiyorsun?

let me know whenever you come.
ne zaman gelirsen gel, bana bildir.

can you come to the party?
partiye gelebilir misin?

i didn't hear you come in.
İçeri girdiğini duymadım.

until you come to the graves.
"Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü."

can you come for dinner tonight?
bu gece akşam yemeği için gelebilir misin?

so here's where you come in.
İşte sizin devreye girdiğiniz nokta burası.

why don't you come visit us?
niçin bizi ziyaret etmeye gelmiyorsun?

please knock before you come in.
İçeri girmeden önce kapıyı çal lütfen.

it doesn't matter when you come.
ne zaman geldiğin önemli değil.