Sie suchten nach: hi crush (Englisch - Türkisch)

crush
crush

crush on you
உன் மீது ஈர்ப்பு

man crush monday
man crush pazartesi

she had a crush on him.
o ona aşıktı.

she has a crush on freddie.
aşırı endişeli bir annesi vardır.

tom had a major crush on mary.
tom mary'ye çok fena tutulmuştu.

i think tom has a crush on mary.
sanırım tom mary'ye aşık.

crush the can before you throw it away.
teneke kutuyu atmadan önce ezin.

if you hold it too tightly, you crush it.
eğer çok sıkı tutarsan, ezersin.

and it can actually crush an empty soda can.
ve gerçekten boş bir teneke kutuyu ezebilir.

surface check (crush on case, dent, burr)
yüzey kontrolu (kasa üzerinde ezilme, yamukluk, çapak)

surface (crush, break, roughness, colour)
yüzey kontrolü (ezilme , kırılma,pürüz,renk)

grab the gems and throw them back up before they crush you
mücevherleri tut ve seni ezmeden onları geriye at

she has an enormous crush on joey's nephew michael.
joey’in yeğeni michael’la ciddi bir çatışması vardır.

tom had a crush on mary when he was in junior high school.
ortaokulda iken tom mary'ye çok fena tutuldu.

enter your dwellings lest solomon and his armies crush you, unperceiving.
süleyman ve orduları, sizi fark etmeyerek ezip çiğnemesinler!” diye seslendi.

so now we're going to crush them down to 60 kilometers across.
o halde bunların çapını 60 km.'ye düşürene dek ezeceğiz.

go into your dwellings, in case solomon and his hosts inadvertently crush you."
süleyman ve orduları, sizi fark etmeyerek ezip çiğnemesinler!” diye seslendi.

asian elephants were used to crush, dismember, or torture captives in public executions.
halkın önündeki idamlarda esirleri ezmek, parçalamak veya onlara işkence etmek için asya filleri kullanılmıştır.

at rising star, mudslide crush performs "don't ya wish u were us".
yükselen yıldız'da, mudslide crush "don't ya wish u were us"'ı söyler.