Sie suchten nach: she was kind guest and she laughs a lot (Englisch - Türkisch)

you said she was kind and so she is.
onun nazik olduğunu söyledin ve o öyle.

you told us she was kind and she really is.
bize onun nazik olduğunu söyledin ve o gerçekten öyle.

she was kind enough.
o, yeterince nazikti.

she made me laugh a lot.
o beni çok güldürdü.

she was kind enough to help me.
o, bana yardım etmek için yeterince nazikti.

and she was writing one day, and, you know, then she disappeared for a little bit.
yazmaya devam ediyordu ki, sonra biraz ortadan kayboldu.

but afterwards she was kind enough to demonstrate on a bench outside.
ama sonrasında dışarıda bir bankta göstermek inceliğinde bulundu.

she was 16 years old last year when i met her, and she aspired to be a professional dancer.
ona rastladığımda 16 yaşındaydı, ve profesyonel dansçı olmak istiyordu.

and she was hot.
ve çok güzeldi.

she was kind enough to show me around the town.
bana kasabayı gezdirecek kadar kibardı.

and she was getting a yogurt in the google cafe.
google kafede yoğurt yiyordu.

and she was dark, too.
o da koyu tenliydi, tıpkı benim gibi.

her name was linda, and she was a year younger than tony.
onun adı linda idi ve o, tony'den bir yaş daha gençti.

and she was completely blind.
ve tamamen kördü.

and she started, in the face of a lot of controversy, the women's health initiative.
ve bir çok tartışmaya rağmen kadın sağlık İnsiyatifi'ni başlattı.

and she crossed in march, and there's a lot of snow at 18,500 feet in march.
ve mart ayı boyunca bu yürüyüşü gerçekleştirdi, ve 5.600 metrede mart'ta çok kar vardı.

"she showed full mastery of the subject and she was a good communicator.
"konuya tamamen hakim olduğunu ve iyi bir iletişim yeteneğine sahip olduğunu gösterdi.

and she knew she risked death and she was literally gunned down and rolled over by that tank.
ve ölüm tehlikesini göze aldığını biliyordu ve kelimenin tam anlamıyla silahla alaşağı edildikten sonra sonra aynı tank tarafından ezildi.

a new tape was recorded and she was given the role.
bu konuşma jean'a yeni amacını gösterir.

and she was really crucial in getting the message in.
ve mesajın iletilmesinde de büyük rol oynadı.