Sie suchten nach: something something but nothing nothing (Englisch - Türkisch)

something something but nothing nothing
bir şey bir şey ama hiçbir şey hiçbir şey

nothing. nothing.
hiçbir şey. hiçbir şey.

so first, nothing, nothing, nothing.
bunun için ilk önce, hiçbir şey, hiçbir şey, hiçbir şey.

but nothing else does either.
fakat başka bir şey de sahip değil.

but nothing, nothing prepared me for what i was to hear on the first of july 2008.
fakat hiçbirşey, hiçbirşey beni 2008'in 1 temmuz'unda duyacağım şeye hazırlamadı.

but nothing got people interested in 1950 like the year 1950.
ama 1950'lerde hiçbir şey insanları 1950 yılı kadar çok ilgilendirmedi.

but nothing can defeat god in the heavens or on earth.
göklerde de yerde de allah'ı âciz bırakacak hiçbir şey yoktur.

nothing is more valuable than time, but nothing is less valued.
hiçbir şey zamandan daha değerli değildir fakat hiçbir şey daha az değerli değildir.

but, nothing else will matter if we fail to protect the ocean.
ancak, hiçbirinin anlamı olmayacak eğer okyanusu korumayı başaramazsak.

it even got built, but nothing to do with this vision that howard had.
bunlar inşa edildi bile ancak howard'ın görüşü ile iligili yapılabilcek bir şey yok.

.. it sounds like a tobacco leaf or something, but they used this a in here.
..burası tütün yaprağı falan gibi geldi, ama şurada bu a’yı kullanmış, burada kullanmış.

i know that he was looking for something, but i didn't know what it was.
onun bir şey aradığını biliyordum fakat ne olduğunu bilmiyordum.

but nothing prepared us for what happened next in our relationship with her, when she started hunting.
fakat o avlanmaya başladığı zaman... ...onunla ilişkimizde olacaklara... ...hiç bir şekilde hazır değildik.

but nothing can defeat god in the heavens or on earth. he is indeed omniscient and omnipotent.
ve onlar, bunlardan daha güçlü, daha kuvvetliydi ve allah'ı aciz bırakamaz hiçbir şey, ister göklerde olsun, ister yeryüzünde; şüphe yok ki o, her şeyi bilir, onun her şeye gücü yeter.

a person will have the face of an angel when borrowing something, but the face of the devil when returning it.
bir kişi bir şeyi ödünç alırken bir melek yüzüne sahip olur fakat onu geri getirirken şeytan yüzüne sahip olur.

democracy in action said some problems popped up in various municipalities, but nothing severe enough to undermine the vote.
democracy in action, bir takım belediyelerde bazı sorunlar yaşanmakla birlikte bunların seçimlere gölge düşürecek kadar önemli olmadıklarını belirtti.

he said: 'no, your souls have tempted you to do something. but come sweet patience!
babaları yâkub: “hayır!” dedi, nefisleriniz sizi aldatmış, bu işe sevk etmiş.”artık bana düşen, ümitvar olarak güzelce sabretmektir.

and he'd made the case in a number of papers and done a number of studies, but nothing had really stuck.
o da bu olay hakkında bir çok çalışma yapıp makale yazmıştı, ama hiçbiri umursanmamıştı.

and even though that turned out to be nothing, nothing at all -- -- merely a downed weather balloon piloted by small hairless men with slits for mouths ...
her ne kadar hiçbir şey olmadığı ortaya çıksa da, gerçekten hiçbir şey -- yarık bir ağızları olan, kel adamlar tarafından kontrol edilen bir hava ölçüm balonundan başka bir şey değildi.

but nothing availed them -- neither their ears, nor their eyes, nor their hearts, for they denied the signs of allah.
allah'ın ayet ve mucizelerini bile bile inkar ettikleri için ne işitme, ne görme duyuları ve ne de beyinleri onlara hiç bir yarar sağlamadı.