Sie suchten nach: the way to (Englisch - Türkisch)

* ""the way to wealth".
* the way to wealth .

ask him the way to station.
ona istasyona giden yolu sor.

show me the way to the bus stop.
otobüs durağı yolunu göster bana.

that's the way to handle this.
bu işin çözümü budur.

he is now on the way to recovery.
o şimdi iyileşme yolunda.

can you tell me the way to the bank?
bankaya giden yolu bana söyleyebilir misiniz?

he asked me the way to the museum.
bana müze yolunu sordu.

can you show me the way to the aquarium?
bana akvaryuma giden yolu gösterir misin?

i'll show you the way to the station.
ben, istasyona giden yolu size göstereceğim.

he saw the accident on the way to school.
o, okula giderken kaza gördü.

besides god, and lead them to the way to hell.
"allah'tan başka (taptıklarını); artık onları cehennemin yoluna yöneltip götürün."

besides allah, and show them the way to hell!
"allah'tan başka (taptıklarını); artık onları cehennemin yoluna yöneltip götürün."

a stranger asked me the way to the school.
bir yabancı bana okul yolunu sordu.

besides allah, then lead them to the way to hell.
"allah'tan başka (taptıklarını); artık onları cehennemin yoluna yöneltip götürün."

i assume you know the way to tom's house.
sanırım tom'un evine giden yolu biliyorsun.

could you tell me the way to the subway station?
bana metro istasyonuna giden yolu söyler misiniz?

could you tell me the way to the station, please?
bana istasyona giden yolu söyleyebilir misiniz, lütfen?

could you tell me the way to madame tussaud's?
madame tussaud'a giden yolu bana söyler misiniz?

video: i'm not going all the way to flushing.
: bütün yolu sifonu çekmek için gitmeyeceğim.

so that's the way to proceed. rejoicing compared to jealousy.
İşte bu şekilde ilerleriz. kıskançlığa kıyasla sevinç.