Sie suchten nach: je n'ais pas le droit de manger ça (Französisch - Türkisch)

n`avons-nous pas le droit de manger et de boire?
yiyip içmeye hakkımız yok mu bizim?

il ne m'appartient pas de déclarer ce que je n'ai pas le droit de dire!
eğer bunu söyledimse mutlaka sen onu bilmişsindir.

vous n'avez pas le droit d'enlever ce service.
bu servisi silmek için yetkiniz yok.

le droit de l’union
bİrlİk hukuku

vous n'avez pas le droit d'écrire dans ce dossier.
bu dizine yazma izniniz yok.

vous n'avez pas le droit de créer ce dossier. @action: button
bu dizini oluşturmaya izniniz yok. @ action: button

vous n'avez pas le droit d'écrire dans l'emplacement indiqué
belirlenen bölgeye yazma izniniz yok

vous n'avez peut-être pas le droit d'accepter la connexion.
bağlantıyı kabul etmek için yeterli izniniz olmayabilir.

vous n'avez peut-être pas le droit d'écrire dans cette ressource.
kaynağa yazma izniniz olmayabilir.

l'administrateur a restreint le droit de réception de fichiers
yönetici dosya alma hakkınızı sınırlandırmış

impossible d'enregistrer les propriétés. vous n'avez pas le droit d'écrire dans %1.
Özellikler kaydedilemedi.% 1 'ye yazabilmek için yeterli izniniz bulunmuyor.

il dira: «gloire et pureté à toi! il ne m'appartient pas de déclarer ce que je n'ai pas le droit de dire!
(İsa) şöyle cevap verecek: "sen yücesin, hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz.

ou bien, est-ce que moi seul et barnabas nous n`avons pas le droit de ne point travailler?
geçimi için çalışması gereken yalnız barnabayla ben miyim?

vous n'avez pas le droit d'écrire dans le %1 indiqué.\n\nnom: %2
belirli %1 alana yazma izniniz yok\n\nİsim : %2

vous n'avez pas le droit d'interrompre l'arrêt en cours & #160;: start of shutdown:
bekleyen kapatmayı durdurmak için yeterli izin yok: start of shutdown:

les coopérations renforcées envisagées respectent la constitution et le droit de l’union.
1.ortak dışpolitika ve güvenlik politikasıharicinde, anayasa’da yer alan alanlardan birine kendi aralarında güçlendirilmişişbirliği kurmak isteyen Üye devletler,komisyon’a, teklif edilen güçlendirilmiş işbirliğinin kapsamıve hedeflerini belirleyen birtalepte bulunurlar.

les femmes en iran ont le droit de conduire, mais il leur est interdit de faire de la moto.
İran'da kadınların araba sürmesine izin var ancak kadınların kamuya açık alanda motosiklet sürmesi yasak.

toute personne a le droit de travailler et d’exercer une profession librement choisie ou acceptée.
herkes eğitim görme hakkıile mesleki ve sürekli eğitime erişebilme hakkına sahiptir.

ce représentant estseul habilité à engager l’État membre qu’il représente et à exercer le droit de vote.
yalnızca bu temsilci Üye Ülkeyi taahhüt altına sokabilir ve bu ülkenin oyunu kullanabilir.

d’importantes considérations éthiques verront sûrement le jour si les patients se voient refuser le droit de choisir librement un traitement.
başarılı olmayan veya tehlikeli tedavilerin seçimi, eğer daha güvenli seçenekler mevcutsa haklı çıkarılamaz.