Sie suchten nach: risponderanno (Italienisch - Türkisch)

risponderanno: “allah”.
"(bunların hepsi) allah'ındır" diyecekler.

risponderanno: “ad allah”.
"allah'ındır!" diyecekler.

risponderanno: “gloria a te!
onlar şöyle cevap verirler: “sübhansın!

li chiameranno, ma essi non risponderanno.
bunun üzerine onları çağırırlar, ancak kendilerine karşılık vermezler.

risponderanno: “il bene più grande!”.
"hayır (indirdi)." dediler.

risponderanno: “voi piuttosto, non eravate credenti:
(diğerleri de:) "hayır" derler. "zaten sizler mü'min kimseler değildiniz."

risponderanno: “siamo stati oppressi sulla terra”.
"bizler yeryüzünde ezilmiş kimselerdik," diye cevap verirler.

risponderanno: “non eravamo tra coloro che eseguivamo l'orazione,
(onlar da) dediler ki: "biz namaz kılanlardan olmadık."

risponderanno: “ad allah”. di': “non rifletterete dunque?”.
"allah'ındır" diyecekler, "Öyleyse ders almaz mısınız?" de.

risponderanno: “la verità”. egli è l'altissimo, il grande.
"hakkı söyledi, o'dur aliyy, o'dur kebîr."

risponderanno: “non vi recarono le prove evidenti i vostri messaggeri?”.
(bekçiler) dediler: "elçileriniz size açık kanıtlar getirmezler miydi?"

se chiedi loro chi li abbia creati, risponderanno certamente: “allah”.
and olsun ki, onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan: "allah" derler.

risponderanno: “nostro signore, ha vinto la disgrazia, eravamo gente traviata.
"rabbimiz," diyecekler, "bizi talihsizliğimiz yendi; biz sapıtan bir toplum olduk."

certamente risponderanno: “allah”. perché poi si distolgono [dalla retta via]?
güneş'i ve ay’ı kim hizmetinize âmade kıldı?” diye sorarsanız elbette “allah!” diyeceklerdir.Öyleyse nasıl oluyor da bu gerçekten uzaklaştırılıyorlar?

risponderanno: “allah”. allora di': “non [lo] temerete dunque?”.
“allah!” diyecekler, duraksamadan:de ki: “o halde sakınmaz mısınız o'nun cezasından?” [3,27; 80,27-31; 67,21]