Sie suchten nach: gaudentes (Latein - Türkisch)

spe gaudentes in tribulatione patientes orationi instante
umudunuzla sevinin. sıkıntıya dayanın. kendinizi duaya verin.

et illi quidem ibant gaudentes a conspectu concilii quoniam digni habiti sunt pro nomine iesu contumeliam pat
elçiler İsanın adı uğruna hakarete layık görüldükleri için yüksek kurulun huzurundan sevinç içinde ayrıldılar.

quasi tristes semper autem gaudentes sicut egentes multos autem locupletantes tamquam nihil habentes et omnia possidente
kederliyiz ama her zaman seviniyoruz. yoksuluz ama birçoklarını zengin ediyoruz. hiçbir şeyimiz yok ama her şeye sahibiz.

et cum adpropinquaret iam ad descensum montis oliveti coeperunt omnes turbae discentium gaudentes laudare deum voce magna super omnibus quas viderant virtutibu
İsa zeytin dağından aşağı inen yola yaklaştığı sırada, öğrencilerinden oluşan kalabalığın tümü, görmüş oldukları bütün mucizelerden ötürü, sevinç içinde yüksek sesle tanrıyı övmeye başladılar.

igitur in die vicesimo tertio mensis septimi dimisit populos ad tabernacula sua laetantes atque gaudentes super bono quod fecerat dominus david et salomoni et israhel populo su
kral yedinci ayın yirmi üçüncü günü halkı evlerine gönderdi. rabbin, davut, süleyman ve halkı İsrail için yapmış olduğu iyilikten dolayı hepsi mutluydu, sevinçle coşuyordu.