Sie suchten nach: apere (Maori - Türkisch)

oha atu ki a apere, e paingia ana i roto i a te karaiti. oha atu ki a aritopuru ma
mesihin beğenisini kazanmış olan apellise selam söyleyin. aristobulusun ev halkından olanlara selam edin.

na ka mea tera, ko ta ratou na kupu onamata, i mea, me ui rawa ratou he kupu ki apere: a ka mutu ta ratou i tera
kadın konuşmasını şöyle sürdürdü: ‹‹eskiden, ‹avel kentine danışın› derlerdi ve sorunları böyle çözerlerdi.

na haereerea ana e ia nga iwi katoa o iharaira, ki apere, a ki petemaaka, ki nga peri katoa: na ka huihui ratou katoa a haere ana hoki i muri i a ia
Şeva bütün İsrail oymaklarından ve berlilerin bölgesinden geçip avel-beytmaakaya geldi. berliler de toplanıp onu izleyerek kente girdiler.

na haere ana ratou, kei te whakapae i a ia ki apere o petemaaka, a whakahauputia ake ana e ratou tetahi pukepuke ki te pa, na kua hangai ki te pekerangi. na kei te aki te nuinga katoa o ioapa i te taiepa kia hinga
yoavla bütün adamları varıp avel-beytmaaka kentinde Şevayı kuşattılar. topraktan kentin suruna bitişik bir yığın yaptılar ve suru devirmek için yıkmaya başladılar.

na rongo tonu a peneharara ki a kingi aha, a unga ana e ia nga rangatira o ana ope ki nga pa o iharaira, a patua iho e ia a ihono, a rana, a apere petemaaka, me kinerota katoa, me te whenua katoa o napatari
kral asanın önerisini kabul eden ben-hadat, komutanlarını İsrail kentlerinin üzerine gönderdi. İyonu, danı, avel-beytmaakayı ve bütün naftali bölgesiyle birlikte kinrotu ele geçirdi.

a, ka kite nga tangata whenua, nga kanaani, i te uhunga i te patunga witi a atara, ka mea ratou, he uhunga nui tenei na nga ihipiana: na reira i huaina ai te ingoa o reira ko apere mitiraima, kei tawahi hoki o horano
o bölgede yaşayan kenanlılar, atat harmanındaki yası görünce, ‹‹mısırlılar ne kadar hüzünlü yas tutuyor!›› dediler. bu yüzden, Şeria irmağının doğusundaki bu yere avel-misrayim adı verildi. ‹‹mısırlıların çayırı›› anlamına gelir.