Sie suchten nach: anticorupţie (Rumänisch - Türkisch)

bih lansează iniţiativa anticorupţie
bh, yolsuzlukla mücadele girişimini başlattı

ue anunţă un nou pachet anticorupţie
ab yeni yolsuzlukla mücadele paketini açıkladı

noul plan anticorupţie al muntenegrului stârneşte o controversă
karadağ'ın yeni yolsuzlukla mücadele planı anlaşmazlığa yol açtı

macedonia a înfiinţat în 2002 comisia de stat anticorupţie.
makedonya devlet yolsuzlukla mücadele komisyonu'nu 2002 yılında kurdu.

fără acesta, românia ar fi desfiinţat instituţiile anticorupţie.
o olmasaydı, romanya yolsuzlukla mücadele kurumlarını dağıtmış olurdu.

consiliul anticorupţie din serbia nu este surprins de concluzii.
sırbistan yolsuzlukla mücadele kurulu bulgulara şaşırmamış.

parlamentul a adoptat amendamentele la legea anticorupţie luna trecută.
meclis yolsuzlukla mücadele yasasında yapılacak değişiklikleri geçen ay kabul etti.

"au fost făcute progrese în măsurile şi politica anticorupţie.
raporda, "yolsuzlukla mücadele politikası ve tedbirlerinde ilerleme kaydedildi.

noul plan anticorupţie al muntenegrului va tergiversa procesul candidaturii la ue?
karadağ'ın yeni yolsuzlukla mücadele planı ab adaylığı umutlarını erteleyecek mi?

ong-urile sud-est europene lansează "revoluţia anticorupţie"
güneydoğu avrupalı stk'lar "yolsuzluğa karşı devrim" başlattılar

curtea constituţională română decide că ordinul de dizolvare a comisiei anticorupţie este neconstituţional
rumen mahkemesi: yolsuzlukla mücadele komisyonunu dağıtma kararı anayasaya aykırıdır

slovenul a promis că va coopera cu comisiile anticorupţie de la bruxelles şi ljubljana.
sloven yetkili, brüksel ve lyublyana'daki yolsuzlukla mücadele komisyonları ile işbirliği yapma sözü verdi.

după o dezbatere aprinsă, guvernul sârb a adoptat luna trecută o strategie naţională anticorupţie.
ateşli tartışmalar sonrasında, sırp hükümeti ulusal bir yolsuzlukla mücadele stratejisini geçtiğimiz ay onayladı.

autorităţile de la bruxelles au şi unele cuvinte pozitive cu privire la eforturile anticorupţie ale româniei.
brüksel'in romanya'nın yolsuzluk mücadele çabalarının durumu hakkında söyleyecek olumlu bir kaç sözü var.

organizaţia va lansa de asemenea în curând o campanie anticorupţie în spitale, a declarat barbu.
dernek başkanı, örgütün yakında hastanelerde bir yolsuzlukla mücadele kampanyası başlatacağını da kaydetti.

comisia anticorupţie a ţării a acuzat de asemenea consiliul de amestec în jurisdicţia sa şi de refuzul de a coopera.
Ülkenin yolsuzlukla mücadele komisyonu kurulu yargı alanına karışmak ve işbirliği yapmamakla da suçladı.

fătuloiu a declarat că a informat direcţia naţională anticorupţie (dna) despre intenţia lui chelu.
fatuloiu, ulusal yolsuzlukla mücadele dairesi'ne (dna) chelu'nun niyetini bildirdiğini söyledi.

acestea vor trebui să îndeplinească în continuare criteriile din reforma judiciară, măsurile anticorupţie şi lupta împotriva crimei organizate.
yargı reformu, yolsuzlukla mücadele tedbirleri ve organize suçla mücadele alanlarındaki kriterleri yine karşılamak zorunda olacaklar.

"În afara unor reforme legislative anticorupţie, în sistemul judiciar nu există nici un fel de acţiuni concrete semnificative.
bitiki, "yolsuzlukla mücadele konulu bazı yasal reformlar dışında, yargı sisteminde herhangi bir önemli somut eylem görülmemiştir.

ei ştiu, de exemplu, că direcţia naţională anticorupţie (dna) este eficientă", a adăugat ea.
Örneğin, ulusal yolsuzlukla mücadele dairesi'nin (dna) etkili olduğunu biliyorlar." diye de ekledi.