Sie suchten nach: njihovom (Serbisch - Türkisch)

ne radi se samo o njihovom odvođenju u zatvor.“
bu, sadece insanları hapse atma meselesi değil."

on je pozvao beograd da otvori put njihovom učešću.
cumhurbaşkanı belgrad'ı bu katılımın önünü açmaya davet etti.

policija je nekoliko puta pretresla objekte u njihovom vlasništvu.
polis, aileye ait mülklerde çok sayıda arama yaptı.

tim izraelskih medicinara došao je da pomogne u njihovom lečenju.
İsrailli bir doktor ekibi bebeklerin tedavisine yardım etmek için uçakla ülkeye getirildi.

mizikačioglu kaže da se selo bez problema prilagodilo njihovom neočekivanom prisustvu.
mızıkacıoğlu, köyün, mültecilerin beklenmeyen varlığına sorunsuzca ayak uydurduğunu söylüyor.

isto bi se moglo reći za balkanske zemlje na njihovom putu prema eu.
aynı durum birliğe katılım süreçlerinde balkan ülkelerinde de görülebilir.

koji hvata mudre u njihovom lukavstvu, i nameru opakih obara;
düzenbazların oyunu son bulur.

uprkos njihovom broju, mnogi kosovski srbi nisu spremni za nezavisno kosovo.
sayılarına rağmen, kosovalı sırplar arasında pek çok kimse bağımsız bir kosova istemiyor.

ministarstvo i univerzitet radiće zajedno na podučavanju evropskim vrednostima i njihovom razvijanju.
bakanlık ile üniversite, avrupa değerlerinin öğretilmesi ve işlenmesinde birlikte çalışacak.

proteklih sedam godina donelo je rast hrvatskim investitorima na njihovom relativno novom tržištu.
hırvat yatırımcılar, nispeten yeni piyasalarında yedi yıllık bir büyüme sürecinin keyfini sürdüler.

koncipiranje boljeg okvira za zemlje zapadnog balkana na njihovom putu ka eu jedan je od primera.
batı balkan ülkelerine, ab'ye katılım yolunda daha iyi bir çerçeve sunmak bu tür adımlara örnek verilebilir.

u većini slučajeva, u njihovom pisanju nema akademske discipline, i ne mogu biti njena zamena.
yalnız, şu bir gerçek ki; artık benim öğrencilerim, benim öğrenciliğim sırasında yaptığımdan daha geniş ve daha kapsamlı okumalar yapabilmektedir.

evropska unija uslovila je ulazak tri zemlje u svoje članstvo njihovom punom saradnjom sa haškim sudom.
ab, bu üç ülkenin birliğe katılımını, bm mahkemesi ile tam işbirliği sağlanması koşuluna bağladı.

huruglica: poslovna zajednica je izrazila nezadovoljstvo zbog poteškoća sa kojima se susretala i radi na njihovom uklanjanju.
huruglica: İş çevreleri karşılaştıkları zorluklardan duydukları rahatsızlığı dile getirdi ve bunları ortadan kaldırmak için uğraşıyor.

"ti zakoni doneli su pozitivne promene u korist životinja i povećali nivo svesti o životinjama i njihovom tretmanu.
drobac southeast european times'a verdiği demeçte, "bu yasalar hayvanların yararına olumlu değişiklikler getirmiş ve hayvanlar ve onlara yönelik muameleyle ilgili bilinç seviyesini artırmıştır.

jedan od razloga leži u njihovom mentalitetu: mnogi hrvati jednostavno ne shvataju ili ih nije briga što pušenje nije zdravo.
bunun nedenlerinden biri de zihniyette yatıyor: pek çok hırvat sigara içmenin sağlığa zararlı olduğunu anlamıyor veya umursamıyor.

mladi ljudi u hrvatskoj često ne mogu da nađu poslove koji odgovaraju njihovom obrazovanju i stručnosti. [arhivski snimak]
hırvatistan'da gençler çoğu zaman eğitim ve becerilerine uygun iş fırsatları bulamıyorlar. [arşiv]

i dar njihov i nalive njihove, uz teoce, uz ovnove i uz jaganjce, po broju njihovom, kako je uredjeno;
boğa, koç ve kuzularla sayısına göre istenilen tahıl sunularını ve dökmelik sunuları sunacaksınız.

najavljujući rekonstrukciju, tači se zahvalio zamenjenim ministrima na njihovom radu, rekavši da svaki od njih "zaslužuje adekvatno poštovanje".
değişiklikleri duyurduğu konuşmasında taki, değiştirilen bakanlara her birinin "yeterli takdiri hak ettiğini" söyleyerek hizmetlerinden ötürü teşekkür etti.

podaj im, gospode, po delima njihovim, po zlom postupanju njihovom; po delima ruku njihovih podaj im, podaj im šta su zaslužili.
yaptıklarının, hak ettiklerinin karşılığını ver.