Sie suchten nach: vinograda (Serbisch - Türkisch)

dragi mi je moj grozd kiprov iz vinograda engadskih.
bir demet kına çiçeğidir benim için sevgilim.

i uhvatiše ga, i ubiše, i izbaciše ga napolje iz vinograda.
böylece onu yakaladılar, öldürüp bağdan dışarı attılar.

jer æe deset rala vinograda dati jedan vat, i gomer semena daæe efu.
bir homerfç tohum ancak bir efa tahıl üretecek.›› işleyebileceği alan›› anlamına gelir.

pa sada, stanovnici jerusalimski i ljudi judejci, sudite izmedju mene i vinograda mog.
sevgilim diyor ki, ‹‹ey yeruşalimde yaşayanlar ve yahuda halkı, lütfen benimle bağım arasında hakem olun!

ni da gradimo kuæa da u njima živimo, ni da imamo vinograda ni njive ni useva.
İçinde oturmak için evler yapmadık, bağlar, tarlalar, ekinler edinmedik.

i izvedoše ga napolje iz vinograda i ubiše. Šta æe dakle uèiniti njima gospodar od vinograda?
böylece, onu bağdan dışarı atıp öldürdüler. ‹‹bu durumda bağın sahibi onlara ne yapacak?

Šta æe dakle uèiniti gospodar od vinograda? doæi æe i pogubiæe vinogradare, i daæe vinograd drugima.
‹‹bu durumda bağın sahibi ne yapacak? gelip bağcıları yok edecek, bağı da başkalarına verecek.

od italijanskog vina kampanile do vinograda mišel torino iz argentine, na festivalu se okupilo 120 vinarija iz 15 zemalja sveta.
İtalyan şarabı campanile'den arjantin'in michele torino bağlarına kadar, 15 ülkeden 120 şarapevi etkinlik için bir araya geldi.

osvajač prvog mesta, kavadarci, dobiće 250.000 evra za inicijativu promovisanja sadnje vinograda, proizvodnje vina i vinskog turizma.
birinci olan kavadarci belediyesi, bağcılık, şarap üretimi ve şarap turizmini destekleme amaçlı bir girişimi için 250 bin avro alacak.

na ostrvima braču, hvaru i bisevu, uništeno je više od 3.000 hektara borove sume, maslinjaka, vinograda i polja.
brac, hvar ve bisevo adalarında çıkan yangınlarda 3 bin hektardan fazla çamlık, zeytinlik, üzüm bağı ve tarla kül oldu.

on kaže da bi u bih trebalo da se obrađuje nekih 12.000 hektara vinograda -- umesto sadašnjih četiri hiljade -- da bi se dostigao evropski nivo proizvodnje vina.
leko, avrupa standartlarında şarap üretimi yapılabilmesi için, bh'de ekili alanların şimdiki gibi 4.000 değil, 12.000 hektar olması gerektiğini söylüyor.

i kuæe ne gradite, ni semena sejte, ni vinograda sadite niti ga držite, nego u šatorima živite svega veka svog, da biste dugo živeli na zemlji, gde ste došljaci.
ayrıca ev yapmayacak, tohum ekmeyecek, bağ dikmeyeceksiniz. böyle şeyler edinmeyecek, ömür boyu çadırlarda yaşayacaksınız. Öyle ki, göç ettiğiniz topraklarda uzun süre yaşayasınız.›

hrvatska vlada odobrila je četvorogodišnji nacionalni poljoprivredni program na osnovu kojeg će do kraja 2008. godine biti zasađeno 13.000 hektara novih vinograda, 15.000 hektara voćnjaka i 5.500 hektara maslinjaka.
hırvat hükümeti, 2008 yılına kadar 13 bin hektar yeni üzüm bağı, 15 bin hektar orkide ve 5 bin 500 zeytinlik dikilmesini öngören dört yıllık ulusal tarım programını onayladı.

i dadoh vam zemlju, koju ne radiste, i gradove, koje ne gradiste, i u njima živite; iz vinograda i iz maslinika, kojih niste sadili, jedete.
böylece, emek vermediğiniz toprakları, kurmadığınız kentleri size verdim. buralarda yaşıyor, dikmediğiniz bağlardan, zeytinliklerden yiyorsunuz.› ›› bilinmiyor. dehşet ya da bir çeşit hastalık anlamına da gelebilir.

ranije ovog meseca bugarski ministar poljoprivrede mehmed dikme dao je «alarm za uzbunu» zbog stanja u bugarskoj vinskoj industriji, upozoravajući da će svake godine biti neophodno 5,000 hektara novih vinograda da bi se ona očuvala.
bu ay başlarında, bulgar tarım bakanı mehmed dikme, bulgar şarap endüstrisinin durumu hakkında "kırmızı alarm" vererek, sektörün korunması için her yıl 5 bin hektar yeni üzüm bağının gerekli olduğunu söyledi.