Sie suchten nach: nidhamu (Swahili - Türkisch)

nanyi akina baba, msiwachukize watoto wenu ila waleeni katika nidhamu na mafundisho ya kikristo.
ey babalar, siz de çocuklarınızın öfkesini uyandırmayın. onları rabbin terbiye ve öğüdüyle büyütün.

lakini tunapohukumiwa na bwana, tunafunzwa tuwe na nidhamu, ili tusije tukahukumiwa pamoja na ulimwengu.
dünyayla birlikte mahkûm olmayalım diye rab bizi yargılayıp terbiye ediyor.

na alikusanyiwa sulaiman majeshi yake ya majini, na watu, na ndege; nayo yakapangwa kwa nidhamu.
cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil orduları süleyman'ın hizmetinde toplandı, hepsi bir arada (onun tarafından) düzenli olarak sevkediliyordu.

kwa jina la bwana wetu yesu kristo tunawaamuru na kuwaonya watu hao wawe na nidhamu na kufanya kazi ili wajipatie maslahi yao wenyewe.
böylelerine rab İsa mesih adına yalvarıyor, şunu buyuruyoruz: sakin bir şekilde çalışıp kendi kazançlarından yesinler.

anapaswa kuwa mkarimu na anayependa mambo mema. anapaswa kuwa mtu mtaratibu, mwadilifu, mtakatifu na mwenye nidhamu.
tersine, konuksever, iyiliksever, sağduyulu, adil, pak, kendini denetleyebilen biri olmalı.

naupa mwili wangu mazoezi magumu na kuutia katika nidhamu kamili, nisije mimi mwenyewe nikakataliwa baada ya kuwahubiria wengine.
müjde'yi başkalarına duyurduktan sonra kendim reddedilmemek için bedenime eziyet çektirip onu köle ediyorum.

kuadhibiwa si jambo la kufurahisha bali la kuhuzunisha. lakini wale waliofunzwa kuwa na nidhamu mwishowe watavuna tuzo la amani kutoka katika maisha adili!
terbiye edilmek başlangıçta hiç tatlı gelmez, acı gelir. ne var ki, böyle eğitilenler için bu sonradan esenlik veren doğruluğu üretir.

wanariadha hujipa mazoezi na nidhamu kali; hufanya hivyo ili wajipatie taji iharibikayo! lakini sisi twafanya hivyo tupate taji ya kudumu daima.
yarışa katılan herkes kendini her yönden denetler. böyleleri bunu çürüyüp gidecek bir defne tacı kazanmak için yaparlar. bizse hiç çürümeyecek bir taç için yapıyoruz.

basi, kiongozi wa kanisa anapaswa awe mtu asiye na lawama; anapaswa awe na mke mmoja tu, awe mwenye kiasi, nidhamu na utaratibu; ni lazima awe mkarimu na anayeweza kufundisha;
ancak gözetmen ayıplanacak bir yanı olmayan, tek karılı, ölçülü, sağduyulu, saygın, konuksever, öğretmeye yetenekli biri olmalı.