Von professionellen Übersetzern, Unternehmen, Websites und kostenlos verfügbaren Übersetzungsdatenbanken.
oğlak
steinbock
Letzte Aktualisierung: 2011-10-23
Nutzungshäufigkeit: 1
Qualität:
git süründen bana iki seçme oğlak getir. onlarla babanın sevdiği lezzetli bir yemek yapayım.
gehe hin zur herde und hole mir zwei gute böcklein, daß ich deinem vater ein essen davon mache, wie er's gerne hat.
yoşiya fısıh kurbanını sunmaları için oradaki halka sürüsünden otuz bin kuzuyla oğlak, üç bin de sığır bağışladı.
und josia gab zur hebe für den gemeinen mann lämmer und junge ziegen (alles zum passah für alle, die vorhanden waren, an der zahl dreißigtausend) und dreitausend rinder, alles von dem gut des königs.
bu arada yahuda rehin bıraktığı eşyaları geri almak için adullamlı arkadaşıyla kadına bir oğlak gönderdi. ne var ki arkadaşı kadını bulamadı.
juda aber sandte den ziegenbock durch seinen freund adullam, daß er das pfand wieder holte von dem weibe; und er fand sie nicht.
Şimşon üzerine inen rabbin ruhuyla güçlendi ve aslanı bir oğlak parçalar gibi çıplak elle parçaladı. ama yaptığını ne annesine ne de babasına bildirdi.
und der geist des herrn geriet über ihn, und er zerriß ihn, wie man ein böcklein zerreißt, und hatte doch gar nichts in seiner hand. und sagte es nicht an seinem vater noch seiner mutter, was er getan hatte.
İsrail halkı da toplanıp yiyeceğini hazırladı. aramlılarla savaşmak üzere yola çıkıp onların karşısına ordugah kurdu. Ülkeyi dolduran aramlıların karşısında İsrailliler iki küçük oğlak sürüsü gibi kalıyordu.
und die kinder israel ordneten sich auch und versorgten sich und zogen hin ihnen entgegen und lagerten sich gegen sie wie zwei kleine herden ziegen. der syrer aber war das land voll.
oradan daha ilerleyip tavordaki meşe ağacına varacaksın. orada biri üç oğlak, biri üç somun ekmek, öbürü de bir tulum şarapla tanrının huzuruna, beytele çıkan üç adamla karşılaşacaksın.
und wenn du dich von da weiter wendest, so wirst du kommen zu der eiche thabor; daselbst werden dich antreffen drei männer, die hinaufgehen zu gott gen beth-el. einer trägt drei böcklein, der andere drei laibe brot, der dritte einen krug mit wein.
‹‹bir buzağı, kuzu ya da oğlak doğduğu zaman, yedi gün anasının yanında kalacaktır. sekizinci günden itibaren yakılan sunu olarak rabbe sunulabilir. kabul edilecektir.
wenn ein ochs oder lamm oder ziege geboren ist, so soll es sieben tage bei seiner mutter sein, und am achten tage und darnach mag man's dem herrn opfern, so ist's angenehm.
bir süre sonra, buğday biçimi sırasında Şimşon bir oğlak alıp karısını ziyarete gitti. ‹‹karımın odasına girmek istiyorum›› dedi. ama kızın babası Şimşonun girmesine izin vermedi.
es begab sich aber nach etlichen tagen, um die weizenernte, daß simson sein weib besuchte mit einem ziegenböcklein. und als er gedachte: ich will zu meinem weibe gehen in die kammer, wollte ihn der vater nicht hinein lassen
‹‹toprağınızın seçme ilk ürünlerini tanrınız rabbin tapınağına getireceksiniz. ‹‹oğlağı anasının sütünde haşlamayacaksınız.››
die erstlinge von den früchten deines ackers sollst du in das haus des herrn, deines gottes, bringen. du sollst das böcklein nicht kochen in seiner mutter milch.