Sie suchten nach: senden nefret ediyorum (Türkisch - Deutsch)

komşularımdan nefret ediyorum.
ich hasse meine nachbarn.

arkadaşlarımdan nefret ediyorum!
ich hasse meine freunde!

bu yüzden ondan nefret ediyorum.
mein erbe ist mir geworden wie ein löwe im walde und brüllt wider mich; darum bin ich ihm gram geworden.

sağ elin senden nefret edenlere uzanacak.
deine hand wird finden alle deine feinde; deine rechte wird finden, die dich hassen.

maria'nın erkek arkadaşından nefret ediyorum.
ich hasse marias freund.

bu yüzden nefret ediyorum her yanlış yoldan.
dein wort macht mich klug; darum hasse ich alle falschen wege.

“ben” dedi, “sizin yaptığınız bu işten nefret ediyorum.
mein herr!

ondan nefret ediyordu.
sie hasste ihn.

tom benden nefret ediyor.
tom hasst mich.

kız kardeşim benden nefret ediyor.
meine schwester hasst mich.

nasıl da benden nefret ediyorlar!
siehe, daß meiner feinde so viel sind und hassen mich aus frevel.

erkek kardeşim benden nefret ediyor.
mein bruder hasst mich.

dünya sizden nefret edemez, ama benden nefret ediyor. Çünkü yaptıklarının kötü olduğuna tanıklık ediyorum.
die welt kann euch nicht hassen; mich aber haßt sie, denn ich zeuge von ihr, daß ihre werke böse sind.

sandık yola çıkınca musa, ‹‹ya rab, kalk! düşmanların dağılsın, senden nefret edenler önünden kaçsın!›› diyordu.
und wenn die lade zog, so sprach mose: herr, stehe auf! laß deine feinde zerstreut und die dich hassen, flüchtig werden vor dir!

avşalom ise amnona iyi kötü hiçbir şey söylemedi. kızkardeşi tamara tecavüz ettiği için amnondan nefret ediyordu.
denn absalom war amnon gram, darum daß er seine schwester thamar geschwächt hatte.

İnananlardan nefret ediyorlardı. sadece, onlar Üstün ve Övgüye layık olan allah'a inandıkları için...
und nichts anderes läßt sie ihnen grollen, als daß sie an gott glauben, den mächtigen, der des lobes würdig ist,

Çünkü senden nefret edenleri seviyor, seni sevenlerden nefret ediyorsun: bugün komutanlarının ve adamlarının senin gözünde değersiz olduğunu gösterdin. evet, bugün anladım ki, avşalom sağ kalıp hepimiz ölseydik senin için daha iyi olurdu!
(-) daß du liebhast, die dich hassen, und haßt, die dich liebhaben. denn du läßt heute merken, daß dir's nicht gelegen ist an den hauptleuten und knechten. denn ich merke heute wohl: wenn dir nur absalom lebte und wir heute alle tot wären, das wäre dir recht.

“ben” dedi, “sizin yaptığınız bu işten nefret ediyorum. “beni ve bana tâbi olanları, onların yaptıkları kötülüğün cezasından ve onların her türlü şerrinden sen kurtar ya rabbi!”
er sagte: "ich bin eurer tat gegenüber von den verabscheuenden.

Çadırlarınızda söylenerek, ‹rab bizden nefret ediyor› dediniz, ‹bizi amorluların eline verip yok etmek için mısırdan çıkardı.
und murrtet in euren hütten und spracht: der herr ist uns gram; darum hat er uns aus Ägyptenland geführt, daß er uns in der amoriter hände gebe, uns zu vertilgen.

dünyadan olsaydınız, dünya kendisine ait olanı severdi. ne var ki, dünyanın değilsiniz; ben sizi dünyadan seçtim. bunun için dünya sizden nefret ediyor.
wäret ihr von der welt, so hätte die welt das ihre lieb; weil ihr aber nicht von der welt seid, sondern ich habe euch von der welt erwählt, darum haßt euch die welt.