Sie suchten nach: yiyenlerin (Türkisch - Deutsch)

yemek yiyenlerin sayısı, kadın ve çocuklar hariç, dört bin erkekti.
und die da gegessen hatten, derer waren viertausend mann, ausgenommen weiber und kinder.

yemek yiyenlerin sayısı, kadın ve çocuklar hariç, yaklaşık beş bin erkekti.
die aber gegessen hatten waren, waren bei fünftausend mann, ohne weiber und kinder.

‹‹gilatlı barzillayın oğullarına iyi davran, sofranda yemek yiyenlerin arasında onlara da yer ver. Çünkü ben ağabeyin avşalomun önünden kaçtığım zaman onlar bana yardım etmişlerdi.
aber den kindern barsillais, des gileaditers, sollst du barmherzigkeit beweisen, daß sie an deinem tisch essen. denn also nahten sie zu mir, da ich vor absalom, deinem bruder, floh.

‹‹bahçelere girmek için kendilerini arıtıp kutsayanlar, domuz, fare ve öteki iğrenç hayvanların etini yiyenlerin ortasında duranı izleyenler hep birlikte yok olacaklar›› diyor rab,
die sich heiligen und reinigen in den gärten, einer hier, der andere da, und essen schweinefleisch, greuel und mäuse, sollen weggerafft werden miteinander, spricht der herr.

tur-i sina'da da yetişen bir ağaç daha meydana getirdik ki, bu ağaç hem yağ hem de yiyenlerin ekmeğine katık edecekleri (zeytin) verir.
und (wir haben) einen baum (hervorgebracht), der aus dem berge sinai emporwächst; er gibt Öl und würze für die essenden.

yemek yiyen erkeklerin sayısı beş bin kadardı.
und die da gegessen hatten, waren fünftausend mann.