Sie suchten nach: çok akıllısın (Türkisch - Englisch)

Çok akıllısın!
you are so smart!

Çok akıllısın, tom.
you're very wise, tom.

Çok akıllıyım.
i'm very clever.

Çok akıllısınız!
you are so smart!

oysa sen yumuşak huylu ve çok akıllısın!
do you fancy that you, and only you, are forbearing and right-directed?'

o çok akıllı.
she is very clever.

o genç ama çok akıllıdır.
he's young, but he's very wise.

o çok akıllı bir yalancıdır.
she is a very clever liar.

o, çok akıllı bir annedir.
she's a very wise mother.

onların ikisi de çok akıllı.
they're both very smart.

baykuşların çok akıllı oldukları düşünülmektedir.
owls are supposed to be very wise.

o çok akıllı bir avukat ve politikacıdır.
he was a very smart lawyer and politician.

o, kit'in çok akıllı bir parçasıdır.
it's a very clever piece of kit.

bunu 60larda da denemişlerdi ama çok akıllıydılar ve vazgeçtiler.
they tried this back in the '60s and were too smart, and so they gave up.

erkek kardeşi ile karşılaştırıldığında, o çok akıllı değil.
compared to his brother, he's not so wise.

* ally dawson: ally çok akıllı ve yaratıcıdır.
she and lester, ally's father, are divorced.

o ona nerede yaşadığını sordu fakat o söylemeyecek kadar çok akıllıydı.
she asked him where he lived, but he was too smart to tell her.

babalarımızın taptıklarını (putları), yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı terketmemizi sana namazın mı emrediyor? oysa sen yumuşak huylu ve çok akıllısın!
does thy (religion of) prayer command thee that we leave off the worship which our fathers practised, or that we leave off doing what we like with our property? truly, thou art the one that forbeareth with faults and is right-minded!"

biliyor musunuz? siz çok akıllısınız; ama bir istiridye kadar değil.
but guess what? you're so clever, but you're not as clever as a clam.

bu arada galileo bunu çok akıllı bir şekilde, topları lavtasının yaylarından geriye doğru bırakarak yaptı.
galileo, by the way, did this very cleverly by running a ball backwards down the strings of his lute.