Sie suchten nach: benimseyerek (Türkisch - Englisch)

onu benimseyerek zalimlerden oldular.
even then they took it (for a deity) and did wrong.

topluluk bu öneriyi benimseyerek sandığı geri getirmeye karar verdi.
and all the congregation said that they would do so: for the thing was right in the eyes of all the people.

proaktif bir yaklaşım benimseyerek, blok dışında da etkili olmalıyız."
it has to be proactive and impact also outside the bloc," he underlined.

toktogon 16 yaşındayken onlar için ilgi ve dikkatle anne rolünü benimseyerek sıcak ve yakın bir bağ kurdu.
at 16-years-old, toktogon-apa took on the role of their mothers by surrounding the children with care and attention and conveying a sense of closeness and warmth.

kostunica ise bugüne kadar daha ılımlı bir yaklaşım benimseyerek cinciç'in reform politikalarını sürekli eleştirdi.
kostunica, however, has often criticised djindjic's reform policies, advocating a more moderate approach.

Özellikle ödev uygulamalarının öğrenme toplulukları esaslarını benimseyerek oluşturulması durumunda, dil öğrenme sürecine ve ödev performansına önemli katkıları olacağına inanılmaktadır.
especially in case assignment applications are created based on the principles of learning communities, it is believed that they will provide great contributions to language learning process and assignment performance.

bu gelimiş korozyondan koruma tedbirini benimseyerek servis süresi boyunca ana kabloyu korozyondan uzak tutması beklenen ana kablo su geçirmez ve su girişini önleyici nitelikte olacaktır.
by adopting this improved anticorrosion measure, main cable will be waterproof and watertight, which is expected to keep the main cable free of corrosion during the service period.

Öte yandan hükümet, tarafsız ve temkinli bir yaklaşım benimseyerek, kosova ile ilgili kararın, herşeyden önce balkanlarda güvenlik ve istikrarı artırmayı hedeflemesi gerektiğini öne sürüyor.
the government, however, has tried to maintain a neutral and cautious approach, arguing that the kosovo solution should aim first of all at strengthening security and stability throughout the balkans.

bazı araştırmacılar, tüm tür tanımlarını kapsayıcı ve birleştirici, monistik bir tür tanımı oluşturmayı denemişlerken, diğerleri çoğulcu bir yaklaşımı benimseyerek tür tanımının mantıksal olarak yorumlanmasında farklı yollar ve metotlar olabileceğini öne sürmüşlerdir.
some researchers have attempted a unifying monistic definition of species, while others adopt a pluralistic approach and suggest that there may be different ways to logically interpret the definition of a species.

bu ekonomiler, ileri teknolojileri hızla benimseyerek yenilikçilik konusunda giderek mükemmelleşiyor. hindistan'ın, bangalore'daki gibi dikkate değer mühendislik enstitüleri, batıdaki en iyi örnekleri ile yarışabilecek durumda.
these economies are absorbing advanced technologies at a rapid pace and excel in innovation -- india's remarkable engineering institutes, like those in bangalore, can match the best in the western world.