Sie suchten nach: bulunma (Türkisch - Englisch)

bulunma zaman aşımı:
discoverable timeout:

İnsanlar mazerette bulunma eğilimindedir.
people are apt to make excuses.

zulmedenler konusunda bana hitapta bulunma.
and do not supplicate me concerning those who have engaged in wrong-doing.

ve herkes katkıda bulunma yeteneğine sahiptir.
and everyone has the ability to contribute.

böylece,ona yardımda bulunma ihtiyacı duyuyorsunuz.
so you need to help him out.

madde 26avrupa ombudsmanı’na şikayette bulunma hakkı
article 26right to complain to the european ombudsman

İş dünyası: girişimcilerin, topluma katkıda bulunma algısında
business: the lowest perception in the e.u.

değerlendirme talebinde bulunma kararı kurumun başkanı tarafından verilir.
the decision whether to submit to evaluation is taken by the head of the institution.

sırbistan'daki yorumcular ise zanlıların belgrad'da bulunma olasılığına şüpheyle bakıyor.
commentators in serbia, however, have expressed doubt about the possibility that the two are located in belgrade.

"rabbim! yanımda bulunmalarından da sana sığınırım."
"and i seek refuge with thee o my lord! lest they should come near me."