Sie suchten nach: fırsatı (Türkisch - Englisch)

satış fırsatı
sales lead

bu fırsatı değerlendireceğiz.
we will take advantage of this chance.

o, fırsatı iyi kullandı.
he made good use of the opportunity.

fırsatı kaçırdı› diyecekler.
they did cry there, pharaoh king of egypt is but a noise; he hath passed the time appointed.

onu görme fırsatı kaçırmamalısınız.
you should not miss the opportunity to see it.

tom deneme fırsatı bile bulamadı.
tom didn't get a chance to even try.

onun kalbini kazanma fırsatı olmayacak.
he will have no chance of winning her heart.

her şirket büyüme fırsatı yakalayabilecek.”
any business will have the opportunity to thrive."

seninle çalışma fırsatı için memnun oldum.
i'm glad for this opportunity to work with you.

dünya afrika kültürünü hissetme fırsatı yakaladı.
the world had the opportunity to feel african culture.

söz konusu taslağı inceleme fırsatı bulabildiniz mi?
have you had a chance to look at that draft?

fakat araç inceleme fırsatı bulunamadan havaya uçuruldu.
however, it was blown up before an examination could take place.

tom'un mary'ye fikrini söyleyecek fırsatı olmadı.
tom had no chance to tell mary his opinion.

açık fırsat
open opportunity