Sie suchten nach: gelelim (Türkisch - Englisch)

geri gelelim.
let's come back.

okullara gelelim.
let's go to schools.

ekonomiye geri gelelim.
so back to economics.

hindistan'a gelelim.
okay, india.

Öyleyse sadede gelelim.
so let's cut to the chase.

gelelim ikinci öyküme:
second story.

Şimdi 2012'ye gelelim.
now fast-forward to 2012.

uydu aletine gelelim şimdi.
now, to the satellites things.

anladım. yine ortaya gelelim.
bg: i see. maybe come back here.

o konuya daha sonra gelelim.
let's come back to it later.

İyi iş. gelelim üçüncü göreve.
so good job. quest number three.

"neden konuşabiliyoruz?" sorusuna gelelim.
the question of why we can speak.

sen devam et seninkine sonra gelelim.
you go ahead, we'll get to yours later.

Şimdi, mutluluğa ya da refaha gelelim.
now, let's come to happiness or well-being.

masters ve johnson: 1950'li yıllara gelelim.
masters and johnson: now we're moving forward to the 1950s.

nicelikten bu kadar bahsettiğimiz yeter. niteliğe gelelim.
well, so much for quantity. how about quality?

o halde ne istediğime gelelim, "dünya barışı".
so let's get to what i would like, which is world peace.

gelelim duvara: o duvar şehirdeki iki yetim çocuğa aitti.
and as for the wall, it belonged to two orphaned boys in the town.

gelelim nasıl bir şey olduğuna. diyelim ki ben deneyi yapan kişiyim.
and here's how it works. suppose i'm the experimenter.

İşte bu durumu istatistiksel olarak böyle gösterebilirsiniz, şimdi hikayelere gelelim.
that's how you can prove it statistically, but what about stories?