Sie suchten nach: karşılayacak (Türkisch - Englisch)

taleplerimizi karşılayacak mısın?
will you meet our demands?

sizi istasyonda karşılayacak bir araç ayarladık.
we arranged that a car meet you at the station.

aşağıdaki paketler bu bağımlılıkları karşılayacak:
the following actions will resolve these dependencies:

beni istasyonda karşılayacak erkek kardeşimi bulamadım.
i could not find my brother who was to meet me at the station.

entegrasyon başkanı: makedonya ab kriterlerini karşılayacak
integration chief: macedonia will meet eu criteria

aes proje maliyetinin yüzde 30'unu karşılayacak.
aes will cover 30 per cent of the project cost.

- sistemin gereksinimleri karşılayacak yapıyı oluşturmamış olması.
- the failure of the system to create a structure to meet the requirements.

nato, Üsküp-veles köprülerinin yeniden inşasını karşılayacak
nato funds reconstruction of skopje-veles bridges

Çoğunun temel gıda ihtiyaçlarını karşılayacak kadar bile parası yok.
these pensioners cannot even afford basic foods.

İş dünyası: national bank of greece isyan hasarlarını karşılayacak
business: national bank of greece to fund riot damage

bu çalışmada kullanılan öngörüler, atık yönetimi kapasitesinin talebi karşılayacak
the projections used in this study assume that waste management capacity grows to match demand. however, if investment in new and

yaklaşık 124 bin avroluk restorasyonun maliyetini kültür eserleri enstitüsü karşılayacak.
the institute of monuments of culture will cover the estimated cost of 124,000 euros.

girdileriniz, ihtiyaçlarınızı karşılayacak ürünler tasarlamaya devam etmemizde bize yardımcı olur.
your input helps us continue to design products that meet your needs.

bu testler 93/42/eec’nin gereklerini karşılayacak şekilde olmalıdır.
these tests shall be in a manner that shall meet the requirements of 93/42/eec.

bunlardan biri, adli sistemin soruşturmalarla tanık korumayı karşılayacak paraya sahip olmadığı.
one of these is that investigations and witness protection would cost money the court system doesn't have.

kaynak ab bütçesinden karşılanırken, misyona katılan ülkeler kendi çalışanlarının maaşlarını karşılayacak.
funding will come from the eu budget, while countries participating in the mission will provide individual wages.

1989'dan sonra ise nüfus ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hizmet sektöründe gelişmeler olmuştur.
the service sector has developed after 1989 to cover the basic needs of the population.

yapeksan markalı ayarlı ayaklarda bu bindirme boyu mesafesi ilgili standardın gerekliliklerini karşılayacak şekilde tasarlanmıştır.
this overlapping length in yapeksan branded adjustable legs has been designed in such a manner that shall meet the requirements of relevant standard.

cihaz etiketinde belirtilen voltajlara göre, firmamız tarafından belirlenmiş bu voltaj ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde üretilmiştir.
the device has been manufactured according to the voltages specified in its label in a way that it shall meet these voltages determined by our company.

ancak ne abd ne de İsrail türkiye'nin enerji ihtiyaçlarını karşılayacak kaynaklara sahiptir." dedi.
but [neither] the united states nor israel has the sources to meet turkey's energy needs," he said.