Sie suchten nach: kaybetmedim (Türkisch - Englisch)

onu kaybetmedim.
i didn't lose it.

o kadar kaybetmedim.
i didn't lose that much.

ve buradayım, hiç kaybetmedim.
and so, here i am -- never lost.

onu yapmada zaman kaybetmedim.
i lost no time in doing it.

ben kaybetmedim. sadece kazanamadım.
i didn't lose. i just couldn't win.

en azından bugün bir şey kaybetmedim.
at least i haven't lost anything today.

bir gün kaybetmeyeceğim anlamına gelmez bu tabii. ama şimdiye kadar hiç kaybetmedim ve bunun nedeni insanların ihtiyaçlarını anlamış olmam, sizinle işte bunu konuşmak istiyorum.
it doesn't mean i won't some day. but i haven't done it, and the reason is an understanding of these human needs that i want to talk to you about.

ama o boğa benim böbreğimi ezdiğinde, biliyorsun, böbreğimi kaybetmedim -- böbreğimi kaybedebilirdim, böbreğim duruyor, o yüzden bence doğuştan kaybeden biri değilim ben.
but then when that bull stepped on my kidney, you know, i didn't lose my kidney -- i could have lost my kidney, i kept my kidney, so i don't think i'm a born loser.

adam onun raporunu okumada hiç zaman kaybetmedi.
the man lost no time in reading his paper.