Sie suchten nach: onları zaten seviyorum (Türkisch - Englisch)

tom'u zaten seviyorum.
i like tom already.

onu zaten yaptım
i did that already

onu zaten biliyorum.
i already know that.

ben onu zaten affettim.
i have forgiven her already.

onlar, zaten inanmamışlardır.
and they will not accept faith.

onlar zaten işi bitirdi.
they have already finished the work.

o, ona zaten aşık olmuştu.
she was already in love with him.

onu zaten tom'a söyledim.
i already told tom that.

onlar zaten sürekli takip eder.
they continuously follow.

bilesiniz ki onlar zaten fitneye düşmüşlerdir.
have not such men fallen into temptation?

merak etmeyin, onu zaten tamir ettik.
don't worry, i have already fixed it.

tom arabayı yıkamak zorunda değil. mary onu zaten yıkadı.
tom doesn't have to wash the car. mary's already washed it.

bu, onların, "zaten alışveriş de faiz gibidir" demelerindendir.
that is because they say, "trade is [just] like interest."

bilesiniz ki onlar zaten fitneye düşmüşlerdir. cehennem, kafirleri mutlaka kuşatacaktır.
have they not fallen into trial already? and indeed hell surrounds the unbelievers (on all sides).

bilin ki onlar zaten fitneye düşmüşlerdi. cehennem, inkar edenleri şüphesiz kuşatacaktır.
have they not fallen into trial already? and indeed hell surrounds the unbelievers (on all sides).

bu, onların, "zaten alışveriş de faiz gibidir" demelerindendir. oysa allah alışverişi helal, faizi haram kıldı.
that is because they say: "trade is like usury," but allah hath permitted trade and forbidden usury.