Sie suchten nach: yürüyüşe (Türkisch - Englisch)

yürüyüşe gidiyorum.
i'm going for a walk.

ben yürüyüşe gittim.
i went hiking.

yürüyüşe gideyim mi?
shall i go for a walk?

bir kaplumbağayla yürüyüşe çık.
take a walk with a turtle.

yürüyüşe gidebilir miyim?
can i go for a walk?

jane köpeğini yürüyüşe götürdü.
jane took her dog for a walk.

bazen parkta yürüyüşe çıkar.
she sometimes takes a walk in the park.

akşamları, köpeğimle yürüyüşe çıkarım.
in the evening, i walk with my dog.

cookie'nin yürüyüşe ihtiyacı var.
cookie needs a walk.

tek başına yürüyüşe gitmeyi sever.
she likes to go walking by herself.

güneşli günlerde sık sık yürüyüşe giderdim.
we would often go hiking on sunny days.

yağmur yağıyorsa, yürüyüşe gitmeyi planlamıyoruz.
if it's raining, we don't plan to go hiking.

geceleri port elizabeth'te yürüyüşe çıkabiliyorsunuz.
at night, you can walk in port elizabeth.

yürüyüş
racewalking