Sie suchten nach: damlarında (Türkisch - Japanisch)

böylece halk dalları getirip damlarında, evlerinin ve tanrı tapınağının avlularında, su kapısı ve efrayim kapısı alanlarında çardaklar yaptı.
それで民は出て行って、それを持って帰り、おのおのその家の屋根の上、その庭、神の宮の庭、水の門の広場、エフライムの門の広場などに仮庵を造った。

kente saldıran kildaniler gelip onu ateşe verecekler. kenti de damlarında baalın onuruna buhur yakıp başka ilahlara dökmelik sunular sunarak beni öfkelendirdikleri evleri de yakacaklar.
この町を攻めているカルデヤびとがきて、この町に火をつけて焼き払う。屋根の上で人々が、バアルに香をたき、ほかの神々に酒をそそいで、わたしを怒らせたその家をも彼らは焼く。

yeruşalimin evleri de yahuda krallarının sarayları da tofet gibi kirli sayılacak. Çünkü bu evlerin damlarında gök cisimlerine buhur yaktılar, başka ilahlara dökmelik sunular sundular.› ››
エルサレムの家とユダの王たちの家、すなわち彼らがその屋上で天の衆群に香をたき、ほかの神々に酒を注いだ家は、皆トペテの所のように汚される』」。

"dam üstünde saksağanlar evcil domuzlar böğürdü yine"
"all mimsy were the borogoves and the mome raths outgrabe"