Sie suchten nach: kafatasının (Türkisch - Koreanisch)

kafatasının içine sıkışmış mühürlenmişti.
두개골 속에 갇헌 신세가 됐어 차단당한 거야

beyni kafatasının tabanına doğru düşüyor.
말 그대로 뇌가 두개골 기반 쪽으로 가라앉고 있어

o zaman ben kafatasının yerini mi dolduruyorum?
난 근본적으로 네 해골의 빈자리를 채우는 거군. 진전해.

hyerin'in önünde kafatasının acıyacağını mı söyledin?
자기 혜린이 앞에서 골 아프다고 그런 적 있어?

mermi burasına çarpıp kafatasının çevresinden geçip çenesinden çıkmış.
총알이 여기서 두개골 주위를튕겨 빰을 관통했죠

kafatasının çatladığını ve bütün vücudunun yaralarla kaplı olduğunu söylüyorlar.
로렌스 씨가 습격당했대

kafatasının içindeki basınç düşene kadar flepi açık bırakmak zorunda kaldım.
두개골 피부 조직을 열어놨어 뇌에 압력이 낮아질 때까지

kafatasının ortasına bir inşaat demiri girmiş. ...ve gölge shephard benim çıkarmama izin verdi.
그림자 셰퍼드가 내가 추출하게 해줬어요

gördüğünüz gibi, 7 adet çivi, optik sinir haricinde önemli bir hasar yaratmadan doğrudan hastanın kafatasının içine girmiş.
보다시피 환자는 두개골에 7개의 못이 시각신경만 건드린 채 박혀있다 그리고 아마 시신경도 살려낼 수 있을 거다

bir şekilde o bölge zarar görürse kafatasının içinde kanama başlar ve beyninin bugünkünden çok daha fazla şişmesine neden olur bu da beyin ölümüne neden olur.
수술 중에 닥터 셰퍼드가 두개골 뼈를 일부 제거하셔서 지금 당신 뇌는 그저 경뇌막에 둘러싸여 있을 뿐이에요 사실상 뇌가 노출되어 있는 거나 마찬가지죠

"kafatasını açıp şu sinirle oynarsak ne olur acaba" tarzı şeyler.
뇌수술이오 두개골을 열어 여기저기 찔러 보죠