Sie suchten nach: şeref (Türkisch - Englisch)

Şeref kabuk.
Şeref kabuk, domiciled at

Şeref kabuk imza
Şeref kabuk signature

Şeref kabuk İmza
Şeref kabuk signature

burada olmaktan şeref duyuyorum.
i'm honored to be here.

onların yanında şeref mi arıyorlar?
do they look for power at their hands?

bütün şeref, tamamen allaha aittir.
[if so,] indeed all honour belongs to allah.

Şeref kabuk ve aytuğ güldamla seçilmişlerdir.
Şeref kabuk and aytuğ güldamla have been selected.

bu şeref için teşekkür ederim. Çok güzeldi.
thank you for the privilege. it was great.

onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar?
do they look for power at their hands?

Çünkü şan ve şeref bütünüyle allah'ındır.
all might belongs to allah.

biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık.
verily we have honoured the children of adam.

halbuki bütün izzet ve şeref allah'a aittir.
[if so,] indeed all honour belongs to allah.

sırp başkentinde bu yıl düzenlenecek olan fuarın şeref konuğu kanada.
canada is the guest of honour at this year's fair in the serbian capital.

bundan 50 paya karşılık 25.000.- türk lirası, Şeref kabuk
25.000 turkish lira corresponding to 50 shares Şeref kabuk

onların yanında şeref mi arıyorlar? bütün şeref, tamamen allaha aittir.
do they seek honour from them whereas honour altogether belongs to allah alone?

biz sana kevser'i (bol ni'met, ilim ve büyük şeref) verdik.
lo! we have given thee abundance;

tihiç başlama emrini verdiğinde, tepsiç emri Şeref kıtası komutanı binbaşı milorad krajsumoviç'e iletti.
when tihic ordered him to begin, tepsic issued the order to vrs major milorad krajsumovic, the commander of the honour unit.

şerefle yaşa şerefle öl
live with honor die with honor