Sie suchten nach: canım ne istersen bende sana gonderirim (Türkisch - Englisch)

ne istersen sana vereceğim.
i will give you whatever you want.

ne istersen oku.
read whatever you like.

ne istersen yapabilirsin.
you can do what you want.

lütfen ne istersen al.
please get whatever you like.

bende sana kurban hayatimmmm
i'm willing to sacrifice you too, my darling

fakat içerisi, ne istersen.
but on the inside, it's anything but.

ne istersen yapabilirsin tabii ki de.
you can do whatever you want to, of course.

seninle sevişmek istiyorum ne istersen yaparım
where are you, my love?

ne istersin?
what do you want?

daha ne isteriz?
they said: "o our father!

benim sana tam güvenim var.
i have absolute trust in you.

canın ne yemek istiyor?
what do you feel like eating?

benden sana yardım etmem rica edildi.
i've been asked to help you.

tom, bildiğim kadarıyla ne isterse yapabilir.
tom can do whatever he wants as far as i'm concerned.

kullarım beni sana soracak olurlarsa bilsinler ki ben yakınım.
and if my servants ask you, o prophet. concerning me, tell them that i am quite near to them.

benim sana acıdığım gibi, senin de köle arkadaşına acıman gerekmez miydi?›
shouldest not thou also have had compassion on thy fellowservant, even as i had pity on thee?

biz, dünya yaşayışında da size dostuz, ahirette de ve burada, canınız ne isterse var ve burada dilediğiniz her şey sizin.
"we are your companions in this life and in the hereafter. therein you shall have all that your souls desire, and therein you shall have all that you ask for

"haşim taçi kosova'yı kendi çiftliği haline getirdi, canı ne isterse onu yapıyor, alıyor, satıyor, anayasal adını değiştiriyor."
"hashim thaci has made kosovo his own house, he does whatever he wants with it, sells and buys it, changes its constitutional name," she said.