Sie suchten nach: en kısa sürede (Türkisch - Englisch)

en kısa sürede borcumu ödeyeceğim.
i will pay my debt as soon as possible.

en kısa sürede kaza detaylarını kaydedin.
as soon as possible, record details of the accident.

daha kısa sürede olmalıydım.
i should've been there sooner.

tekrar en kısa sürede eğitim verilmelidir.
retraining should be provided as soon as possible.

kısa sürede tekrar buluşalım.
let's meet again soon.

bu işi mümkün olan en kısa sürede bitirelim.
let's finish this work as soon as possible.

eğer onu yapamıyorsanız, en kısa sürede bizi arayın.
if you can't make it, call us as soon as possible.

en kısa zamanda
as soon as possible (asap)

mümkün olan en kısa sürede kitaplarınızı iade edeceğim.
i'll return your books as soon as possible.

sakin ol. mümkün olan en kısa sürede uğrayacağım.
calm down. i'll come over as soon as possible.

bh, en kısa sürede ab'ye girmeyi hak ediyor.
bih deserves to join the eu as soon as possible.

önce en kısa yolu aç
open shortest path first

bakan, paranın en kısa sürede onaylanacağına da söz verdi.
he promised the money will be approved as soon as possible.

bu sayede ilgili personel en kısa sürede yardımınıza gelecektir.
this will ensure that the relevant staff will help you as soon as possible.

sorunun mümkün olan en kısa sürede çözülmesini diliyoruz. "dedi.
we wish to see it settled as soon as possible, "he said.

cumhurbaşkanı, yine de müzakerelerin en kısa sürede başlaması gerektiğini söyledi.
nevertheless, he said, negotiations should start as soon as possible.

uygulama seti ürüne iliştirildikten sonra uygulamaya en kısa sürede başlanmalıdır.
after the administration set is attached to the product, the administration should be initiated as soon as possible.

o, onun mümkün olan en kısa sürede onunla iletişim kurmasını istiyor.
she'd like him to get in touch with her as soon as possible.

amerika'dan döner dönmez en kısa sürede sizinle irtibata geçeceğim.
i'll get in touch with you as soon as i return from america.

ashdown kabineyi, tasarıyı en kısa sürede meclise yeniden sunmaya çağırdı.
he urged the cabinet to resubmit the bill to parliament as soon as possible.