Sie suchten nach: ilerletmeye (Türkisch - Englisch)

karadağ ve makedonya ilişkileri ilerletmeye çalışıyor.
montenegro and macedonia look to boost ties.

türkiye ve abd ilişkileri ilerletmeye gayret edecek
turkey, us strive to boost relations

türkiye ve bulgaristan ikili ilişkileri ilerletmeye çalışacaklar
turkey, bulgaria seek to enhance bilateral ties

diyaloğu ilerletmeye devam etmemiz çok önemli." dedi.
it is very important to keep furthering the dialogue," he said.

Üsküp yönetimi süreci ilerletmeye hazır olduğunu söyledi.
the administration in skopje says it is committed to pushing the process forward.

liderler siyasi iletişim ve diyalogu ilerletmeye karar verdiler.
they agreed to boost political communication and dialogue.

diplomasi günlüğü: türkiye ve yunanistan ilişkileri ilerletmeye çalışıyorlar
diplomatic diary: turkey, greece seek to boost ties

liderler ilişkilerini işbirliği ve diyalog yoluyla ilerletmeye de karar verdiler.
they also agreed on furthering relations through co-operation and dialogue.

van rompuy, "sırbistan'ı bu diyaloğu ilerletmeye teşvik ediyoruz.
"we encourage serbia to build on that dialogue.

bana leonardo derdi çünkü avrupa'daydık ve fransızcasını ilerletmeye çalışıyordu.
the reason he called me leonardo is because we were in europe and he was practicing his french.

karşılıklı işbirliğini ilerletmeye odaklanarak, tüm bölgenin ab'ye katılımını hızlandırmayı umuyorlar.
by focusing on improving mutual co-operation, they hope to accelerate the admission of the whole region to the eu.

ab Üyeliğinden sorumlu başbakan yardımcısı teuta arifi, diyaloğun ifade özgürlüğünü ilerletmeye yönelik olduğunu söyledi.
deputy prime minister for eu integration teuta arifi said the dialogue is directed to advance the freedom of speech.

form ilerletme
form feed