Sie suchten nach: Çok kötüsün (Türkisch - Französisch)

pek çok kötünün servetinden iyidir.
mieux vaut le peu du juste que l`abondance de beaucoup de méchants;

vallahi çok kötü bir iş yaptın!"
tu as commis certes, une chose affreuse!»

doğrusu çok kötü bir iş yaptın."
tu as commis, certes, une chose monstrueuse!»

sen, çok kötü bir iş yaptın," dedi
tu as commis certes, une chose affreuse!»

küçükgörünüm kalite 0 - çok kötü, 100 - iyi
qualité des miniatures 0 - mauvaise, 100 - excellente

zira o, bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur.
en vérité, c'est une turpitude et quel mauvais chemin!

kimin arkadaşı şeytan olmuşsa çok kötü bir arkadaşa sahip olmuştur
quiconque a le diable pour camarade inséparable, quel mauvais camarade!

Çünkü o iğrenç bir iştir; yol olarak da çok kötüdür.
en vérité, c'est une turpitude et quel mauvais chemin!

zinaya yaklaşmayın, çünkü o, açık bir kötülüktür, çok kötü bir yoldur!
et n'approchez point la fornication. en vérité, c'est une turpitude et quel mauvais chemin!

o yüzükoyun cehenneme toplanacak olanlar, işte onlar, yerce çok kötü ve yolca çok sapıktır.
ceux qui seront traînés [ensemble] sur leurs visages vers l'enfer, ceux-là seront dans la pire des situations et les plus égarés hors du chemin droit.

hiç şüphesiz pahalı profesyonel objektifler kadar yüksek kalitede değil ancak genelde diğer markalarda bu tür objektiflerin çok kötü kalitelere sahip olduklarını gördük.
il n'arrive forcément pas au niveau d'un gros objectif pro mais nikon n'a fait aucun compromis sur la qualité de cet objectif.

sonra kötülük yapanların uğradıkları son, allah'ın ayetlerini yalanlamaları ve alay konusu edinmeleri dolayısıyla çok kötü oldu.
puis, mauvaise fut la fin de ceux qui faisaient le mal, ayant traité de mensonges les versets d'allah et les ayant raillés.

onlardan birçoğunun, küfre sapanlarla dostluk kurduklarını görürsün. Öz benliklerinin onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötü!
tu vois beaucoup d'entre eux s'allier aux mécréants.

sonra o kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Çünkü onlar, allah'ın âyetlerini yalan saydılar ve onlarla alay ediyorlardı.
puis, mauvaise fut la fin de ceux qui faisaient le mal, ayant traité de mensonges les versets d'allah et les ayant raillés.

"biz: 'bazı ilahlarımız seni çok kötü çarpmıştır' (demekten) başka bir şey söylemeyiz."
nous dirons plutôt qu'une de nos divinités t'a affligé d'un mal».