Sie suchten nach: diktiğim (Türkisch - Japanisch)

hatta bahardan beri diktiğim yorganı da tamamladım.
春からの裁縫でキルトを仕上げたんだ

mezartaşı dediğim de nehirde soğutarak kafaya diktiğim bira şişeleriydi.
墓に６人の名前が書いてあった。 ちょっと泳ぎに行ったときに盗まれた。

sonra, ‹‹İşte taş yığını, işte aramıza diktiğim anıt›› dedi,
更にラバンはヤコブに言った、「あなたとわたしとの間にわたしが建てたこの石塚をごらんなさい、この柱をごらんなさい。

anıt olarak diktiğim bu taş tanrı'nın evi olacak. bana vereceğin her şeyin ondalığını sana vereceğim.››
またわたしが柱に立てたこの石を神の家といたしましょう。そしてあなたがくださるすべての物の十分の一を、わたしは必ずあなたにささげます」。

nebukadnessar, ‹‹ey Şadrak, meşak, abed-nego, ilahlarıma kulluk etmediğiniz, diktiğim altın heykele tapınmadığınız doğru mu?›› diye sordu,
ネブカデネザルは彼らに言った、「シャデラク、メシャク、アベデネゴよ、あなたがたがわが神々に仕えず、またわたしの立てた金の像を拝まないとは、ほんとうなのか。

5 dakikada oraya gidip elimizdeki bayrağı oraya diktikten sonra buraya gelebiliriz oraya ilk gidenler biz olacağız, tamam mı?
全くもう 成功したんだ いい？ 僕らはあそこに行く 5分で 旗を持って 其処に立て足跡をのこす