Von professionellen Übersetzern, Unternehmen, Websites und kostenlos verfügbaren Übersetzungsdatenbanken.
kardeşler, atalarımızın hepsinin bulut altında korunduğunu ve hepsinin denizden geçtiğini bilmenizi istiyorum.
nolo enim vos ignorare fratres quoniam patres nostri omnes sub nube fuerunt et omnes mare transierun
İsa bunları söyledikten sonra, onların gözleri önünde yukarı alındı. bir bulut onu alıp gözlerinin önünden uzaklaştırdı.
et cum haec dixisset videntibus illis elevatus est et nubes suscepit eum ab oculis eoru
konut, yani levha sandığının bulunduğu çadır kurulduğu gün üstünü bulut kapladı. konutun üstündeki bulut akşamdan sabaha dek ateşi andırdı.
igitur die qua erectum est tabernaculum operuit illud nubes a vespere autem super tentorium erat quasi species ignis usque man
bulut çadırın üzerinden ayrıldığında miryam deri hastalığına yakalanmış, kar gibi bembeyaz olmuştu. harun miryama baktı, deri hastalığına yakalandığını gördü.
nubes quoque recessit quae erat super tabernaculum et ecce maria apparuit candens lepra quasi nix cumque respexisset eam aaron et vidisset perfusam lepr
yine de, yüce merhametinden ötürü onları çölde bırakmadın. gündüzün yol göstermek için bulut sütununu, geceleyin yollarına ışık tutmak için ateş sütununu önlerinden eksik etmedin.
tu autem in misericordiis tuis multis non dimisisti eos in deserto columna nubis non recessit ab eis per diem ut duceret eos in via et columna ignis in nocte ut ostenderet eis iter per quod ingrederentu
bulut konutun üzerinde iki gün, bir ay ya da uzun süre kalsa bile, İsrailliler konakladıkları yerde kalır, yola koyulmazlardı. ama bulut kalkar kalkmaz yola çıkarlardı.
si biduo aut uno mense vel longiori tempore fuisset super tabernaculum manebant filii israhel in eodem loco et non proficiscebantur statim autem ut recessisset movebant castr
İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişiyle Şafan oğlu yaazanya orada, putların önünde duruyordu. her birinin elinde bir buhurdan vardı; buhurun kokusu bulut gibi yükseliyordu.
et septuaginta viri de senioribus domus israhel et hiezonias filius saphan stabat in medio eorum stantium ante picturas et unusquisque habebat turibulum in manu sua et vapor nebulae de ture consurgeba
Üçüncü günün sabahı gök gürledi, şimşekler çaktı. dağın üzerinde koyu bir bulut vardı. derken, çok güçlü bir boru sesi duyuldu. ordugahta herkes titremeye başladı.
iam advenerat tertius dies et mane inclaruerat et ecce coeperunt audiri tonitrua ac micare fulgura et nubes densissima operire montem clangorque bucinae vehementius perstrepebat timuit populus qui erat in castri