Sie suchten nach: yunus (Türkisch - Spanisch)

yunus
delfín

yunus yüzmesi
pwong

minnie ve yunus
kcly diamante

doğrusu yunus da peygamberlerdendir.
jonás fue, ciertamente, uno de los enviados.

yunus buna çok gücenip öfkelendi.
pero esto desagradó grandemente a jonás y lo enojó

doğrusu yunus da gönderilen peygamberlerdendi.
jonás fue, ciertamente, uno de los enviados.

ve şüphe yok ki yunus da peygamberlerdendi elbet.
jonás fue, ciertamente, uno de los enviados.

yunus kendini kınayıp dururken onu bir balık yuttu.
el pez se lo tragó, había incurrido en censura.

yunus balığın karnından tanrısı rabbe şöyle dua etti:
y desde el vientre del pez oró jonás a jehovah su dios

zannun (yani isminde 'nun' harfi bulunan yunus) da...
y al del pez.

İsmail, elyesa, yunus ve lut'u da (hidayete erdirdik).
y a ismael, a eliseo, a jonás y a lot.

İnanıp da inançlarından fayda gören şehir halkı, ancak yunus'un kavmidir.
¿por qué no ha habido ninguna ciudad que haya creído y a la que su fe haya aprovechado, fuera del pueblo de jonás...?

biz onu (yunus'u) yüz bin veya daha çok insana peygamber olarak gönderdik.
y le enviamos a cien mil o más.

balık sahibi (yunus) gibi olma. hani o, dertli dertli rabbine niyaz etmişti.
espera, pues, paciente la decisión de tu señor y no hagas como el del pez, cuando clamó en medio de la angustia.

yunus, nasıl üç gün üç gece o koca balığın karnında kaldıysa, İnsanoğlu da üç gün üç gece yerin bağrında kalacaktır.
porque así como jonás estuvo tres días y tres noches en el vientre del gran pez, así estará el hijo del hombre en el corazón de la tierra tres días y tres noches

bu arada rab yunus'u yutacak büyük bir balık sağladı. yunus üç gün üç gece bu balığın karnında kaldı.
pero jehovah dispuso un gran pez que se tragase a jonás. y éste estuvo en el vientre del pez tres días y tres noches

yalnız yunus'un kavmi, inanınca, dünya hayatnda onlardan rezillik azabını kaldırmış ve onları bir süre daha yaşatmıştık.
cuando creyeron, les evitamos el castigo, vergonzoso en la vida de acá y les permitimos gozar aún por algún tiempo.

ancak yunus'un kavmi iman ettikleri vakit, dünya hayatında o rezillik azabını üzerlerinden kaldırmış ve bir süre onları rahata kavuşturmuştuk.
cuando creyeron, les evitamos el castigo, vergonzoso en la vida de acá y les permitimos gozar aún por algún tiempo.

balığın arkadaşı (yunus) gibi olma. hani o, (balık tarafından) yutulmuş bir durumda iken seslenmişti.
espera, pues, paciente la decisión de tu señor y no hagas como el del pez, cuando clamó en medio de la angustia.

sen rabbinin hükmüne kadar sabret; balık sahibi (yunus) gibi olma, o, pek üzgün olarak rabbine seslenmişti.
espera, pues, paciente la decisión de tu señor y no hagas como el del pez, cuando clamó en medio de la angustia.