Results for meester translation from Afrikaans to Turkish

meester
gelişmiş

is meester
başkan

meester halt...
ana sistem kapanıyor...

meester volume
asıl ses

meester herbegin...
ana sistem yeniden başlatılıyor...

goeie môre, meester
günaydın... usta. - günaydın, ekselans.

meester staak tydelik...
ana sistem beklemede...

redigeer meester-kategorielys...
ana kategori listesini düzenle...

netwerk status: jy word meester
ağ durumu: yöneticisiniz

julle noem my meester en here, en julle is reg, want ek is dit.
‹‹siz beni Öğretmen ve rab diye çağırıyorsunuz. doğru söylüyorsunuz, öyleyim.

en sommige van die skrifgeleerdes antwoord en sê: meester, u het goed gespreek.
artık ona başka soru sormaya cesaret edemeyen din bilginlerinden bazıları, ‹‹Öğretmenimiz, güzel konuştun›› dediler.

'n leerling is nie bo die meester nie en 'n dienskneg ook nie bo sy heer nie.
‹‹Öğrenci öğretmeninden, köle efendisinden üstün değildir.

en sommige van die fariseërs uit die skare sê vir hom: meester, bestraf u dissipels!
kalabalığın içinden bazı ferisiler ona, ‹‹Öğretmen, öğrencilerini sustur!›› dediler.

en een van die skare sê vir hom: meester, sê vir my broer dat hy die erfenis met my moet deel.
kalabalığın içinden biri İsaya, ‹‹Öğretmenim, kardeşime söyle de mirası benimle paylaşsın›› dedi.

'n leerling is nie bo sy meester nie; maar elkeen wat volleerd is, sal soos sy meester wees.
Öğrenci öğretmeninden üstün değildir, ama eğitimini tamamlayan her öğrenci öğretmeni gibi olacaktır.

as ek dan, die here en die meester, julle voete gewas het, is julle ook verplig om mekaar se voete te was.
ben rab ve Öğretmen olduğum halde ayaklarınızı yıkadım; öyleyse, sizler de birbirinizin ayaklarını yıkamalısınız.

en hulle vra hom en sê: meester, wanneer sal dit dan wees, en wat is die teken wanneer dit gaan gebeur?
onlar da, ‹‹peki, öğretmenimiz, bu dediklerin ne zaman olacak? bunların gerçekleşmek üzere olduğunu gösteren belirti ne olacak?›› diye sordular.

en 'n sekere owerste vra hom en sê: goeie meester, wat moet ek doen om die ewige lewe te beërwe?
İleri gelenlerden biri İsaya, ‹‹İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?›› diye sordu.

en daar roep 'n man uit die skare en sê: meester, ek bid u, kyk tog na my seun, want hy is my enigste.
kalabalığın içinden bir adam, ‹‹Öğretmenim›› diye seslendi, ‹‹yalvarırım, oğlumu bir gör, o tek çocuğumdur.

dit is vir die leerling genoeg dat hy soos sy meester word en die dienskneg soos sy heer. as hulle die heer van die huis beëlsebul genoem het, hoeveel te meer sy huisgenote!
Öğrencinin öğretmeni gibi, kölenin de efendisi gibi olması yeterlidir. İnsanlar evin efendisine baalzevul derlerse, ev halkına neler demezler!››