Results for redove translation from Croatian to Turkish

umetni redove
satır ekle

omotaj u višestruke redove
birden fazla satıra sığdır

upisuje odabrane redove u datoteka
seçili satırları sil

aak je također primio u svoje redove nakladnika blerima shalu.
aak, yayıncı blerim Şala'yı da saflarına kattı.

morate samo pogledati redove ispred stranih veleposlanstava u svakom glavnom gradu na balkanu.
balkan başkentlerindeki büyükelçiliklerin önünde görülen kuyruklara bakmanız yeterli.

david ih razdijeli na redove po levijevim sinovima: geršonu, kehatu i merariju.
davut levilileri levinin oğullarına göre bölümlere ayırdı: gerşon, kehat, merari.

to je izazvalo duge redove te je spriječilo veći broj građana da glasuju prije zatvaranja biračkih mjesta.
bu durum uzun kuyruklara yol açmış ve sonunda da sandık merkezleri kapandığı için az sayıda insanın oy kullanmasını engellemişti.

oni zainteresirani za politiku ne mogu ući u najviše redove stranke, budući da stariji političari monopoliziraju dužnosti.
siyasetle ilgilenenler partilere üst mevkilerden giremiyorlar, zira buralar yaşlı siyasilerin tekelinde.

broj nezaposlenih sve više raste, a isto vrijedi i za redove pred pučkim kuhinjama koje nude jedan topli obrok dnevno.
İşsizler ordusu giderek büyürken, günde bir kap sıcak yemek yiyebilmek için aşevlerinin kapısını çalanların oluşturduğu kuyruklar ise giderek uzuyor.

vidjevši postavljene bojne redove prema sebi sprijeda i straga, probra joab najvrsnije meðu izraelcima i svrsta ih prema aramejcima.
Önde, arkada düşman birliklerini gören yoav, İsrailin iyi askerlerinden bazılarını seçerek aramlılara karşı yerleştirdi.

u pismu dailakis se ispričava zbog kritike vlade i kaže kako će podnijeti ostavku u parlamenetu ukoliko stranka odbije ponovno ga primiti u svoje redove.
mektubunda daylakis, hükümete yönelik eleştirilerinden ötürü özür diledi ve partinin kendisini geri almaması halinde milletvekilliğinden istifa edeceğini söyledi.

u srbiji, građani su zamijenili duge redove ispred veleposlanstava zemalja članica eu i hrpe papirologije za prepune policijske postaje gdje se izdaju nove biometrijske putovnice.
sırbistan'da vatandaşlar, yeni biyometrik pasaportlarını almak için kalabalık polis merkezlerinde uğraşmayı, ab ülkelerinin büyükelçilikleri önünde uzun kuyruklarda beklemeye ve bir sürü evrak işiyle uğraşmaya tercih etti.

"idući putem jednostranih koraka, kosovo neće ući u redove punopravnih članova međunarodne zajednice", kazao je.
büyükelçi, "kosova, tek taraflı eylem yolunu seçerek uluslararası toplumun tam olarak tanınmış üyeleri arasına katılamayacaktır." dedi.

javno mnijenje pokazuje kako novi režim na hrvatskoj granici prema novim članicama eu, ukupne duljine 1.030 kilometara, neće stvoriti velike redove na prijelazima.
kamuoyu, hırvatistan'ın yeni ab üyeleriyle olan 1.030 kilometrelik sınırı boyunca uygulamaya konan yeni sınır geçme rejiminin, sınır kapılarında alışılmışın dışında kuyruk yaratmayacağı şeklinde.

srpski navijači nisu samo bacili baklju na talijanskog vratara, već su napali i vratara svoje reprezentacije vladimira stojkovića u autobusu momčadi, jer je odlučio da iz jednog srpskog kluba prijeđe u redove najvećeg suparnika.
sırp taraftarlar sadece İtalyan kaleciye meşale fırlatmakla kalmayıp, kendi kalecileri vladimir stojkoviç'e de bir sırp takımından rakip takıma geçmeye karar verdiği için takım otobüsünde saldırdılar.

"izbor kilicdaroglua … omogućio je ostalim političarima ili da uđu u redove chp-a ili da pruže potporu stranci", kazao je.
yüksel, "kılıçdaroğlu'nun seçilmesi ... siyasi siyasilere ya chp saflarına katılma ya da partiyi destekleme olanağı sağlamıştır." dedi.

ezekija je opet uredio sveæenièke i levitske redove po njihovim redovima, svakoga prema njegovoj službi, sveæenike i levite, za paljenice i za prièesnice, da služe, slave i hvale boga na vratima jahvina tabora.
hizkiya kâhinlerle levilileri görevlerine göre bölüklere ayırdı. kimine yakmalık sunuları ve esenlik sunularını sunma, kimine hizmet etme, kimine de rabbin konutunun kapılarında şükredip övgüler söyleme görevini verdi.

njegova beskompromisna stajališta navela su samarasa na napuštanje stranke, što je na koncu potaknulo pad vlade. utemeljio je 1993. godine vlastitu konzervativnu stranku, političko proljeće, ali ona nije dugo opstala. vratio se u redove nd-a 2004. godine.
taviz vermez görüşleri, samaras'ın sonunda hükümetin çökmesine neden olan bir hamleyle partiden ayrılmasına yol açtı. 1993 yılında siyasi bahar adlı kendi ayrılıkçı muhafazakar partisini kurmasına karşın parti uzun ömürlü olmadı. 2004 yılında da nd saflarına geri döndü.