Results for glohed translation from Danish to Turkish

glohed.
Çok sıcak olsun.

hed, glohed!
seksi hem de çok seksi!

det er glohed.
senin ateşin yükselmiş, gel ve otur Şöyle--

- en glohed sol.
güneşin kavurucu sıcağı yakıyor.

du er jo glohed!
tanrı aşkına, sen yanıyorsun.

-jeg er glohed i dag.
bugün ateş üstündeyim, millet. marty.

- du går på glohed lava, ron!
ron, sıcak lavların üstünde yürüyorsun. - oh!

han er smart og total glohed.
aynı zamanda zeki ve çok ateşli.

vi har glohed te, dampende boller.
harlı harlı çaylarımız teşrif etti.

glohed lava, der bliver skudt i vejret.
sanki sıcak lavlar gittikçe yükseliyor ve...

du er glohed, skat. jeg kommer med det samme.
ateşler içinde yanıyorsun sen.

din historie om filmselskabet er begyndt at blive glohed.
film şirketi hikayesi daha da karışacak gibi.

jeg har lyst til at smide glohed kaffe på hende!
sıcak, kaynar kahveyi suratının tam ortasına.

men du er en glohed kartoffel, og diskrete chauffører er dyre.
bu aralar pek meşhursun, farkında mısın? ağzı sıkı şoför bulmak bize pahalıya mal olur.

de siger intet om at tortere mistænkte med glohed kaffe.
ama şüphelilere sıcak kahveyle işkence yapmaya gelince yok.

de konstante udbrud spyer glohed lava op i en højde af 290 km.
sürekli patlamalar, kızgın lavları 300 km yukarılara fışkırtır.

undskyld mig. ved du hvor en pige som jeg, finder en glohed kop will schuester?
bir bayanın nereden dumanları tüten bir bardak will schuester bulabileceğini biliyor musunuz?

da jeg stadig var en dreng - før de skar mine nosser af med en glohed kniv - rejste jeg med en gruppe skuespillere gennem de frie byer.
küçük bir çocukken hayalarım kızgın bir bıçakla kesilmeden önce özgür şehirlerde bir grup aktörle seyahat etmiştim.

og selvom dine brystmuskler giver mig lyst til selvmord, og din kæreste er så lækker, at det er som en glohed jetmotor, så ved jeg, du er et godt menneske, der forstår, hvad jeg føler lige nu.
göğüs kasların bende kendimi öldürme isteği uyandırsa da kız arkadaşın öylesine seksi, taş gibi olsa da biliyorum ve inanıyorum ki içinde, benim şu anda ne durumda olduğumu anlayan biri var.

"jeg går hen til hende." så han tog to stykker pizza og de var glohede, og så jonglerede han med dem.
dediki, "onun yanına gidiyorum." sonra iki dilim pizza aldı ve.... İkisi de ateş gibiydi.