Results for pogen translation from Dutch to Turkish

pogen
denemek

nee, nee. ze doen meer dan pogen.
- hayır, onlar daha fazlasını yapar.

en wie zal pogen hem te temmen?
peki onu kim evcilleştirecek?

ik zal zo goed mogelijk pogen te functioneren.
layıkıyla işimi yapmaya çaba göstereceğim.

hij zal pogen ons op het verkeerde been te zetten.
ondan hiç beklemediğimiz şeyleri yapmaya çalışacaktır.

we pogen wanhopig die tijd altijd te laten voortduren.
bitmemesi için umutsuzca çabalayıp duruyoruz.

hij bleef pogen om voor haar alles op orde te krijgen.
adam kadını mutlu etmeye çalışmaya devam etti.

hoewel hun snavels zijn afgebroken, pogen ze elkaar te pikken.
bu onların yaşam şekli.

en slechts dan, en met religieuze opwinding, pogen wij te interpreteren.
ancak ondan sonra içimizde tanrı korkusuyla soru sormaya teşebbüs ediyoruz.

de ring zal altijd pogen de harten te corrumperen van de minder sterken.
herzaman yüzük zayıf insanların yüreğini yozlaştırmaya çalışır.

alleen de angstigen en de onwetenden pogen te oordelen over wat goed en fout is.
sadece korkalar ve cahiller doğru ile yanlışın yargılaması yapmaya kalkar.

het hield de engelsen niet tegen te pogen om mij om het leven te brengen.
İngilizlerin hayatıma kast etmelerini durdurmadım.

ik kann je adressenboek niet doornemen en pogen gekke mensen te vinden. gekkenwerk!
bu kadar notun arasında deliliğe yatkın kişileri bulmak zaten delilik.

hoe denk je die verrader te grijpen als 't bij 'pogen' blijft ?
tek yaptığın çalışmaksa bu haini nasıl bulmayı düşünüyorsun?

"die moeten pogen uw verdriet "van zo'n overweldigend verlies te verdrijven.
"...sarf edeceğim kelimelerin, ne kadar aciz ve nâfile olacağını biliyorum."

eerwaarde, we zijn gekomen om te pogen een kind te adopteren, en u veranderd dat in etalages bekijken.
peder biz buraya evlat edinmeye geldik. ama sadece camdan bakıyoruz.

zonder dat ik het gezien heb, ga ik pogen om elk voorwerp te identificeren. als agent lisbon het toont.
Şimdi içindekileri görmeden ajan lisbon'ın elinde tuttuğu objeleri teşhis etmeye çalışacağım.

"... van niets meer... dan het pogen zijn plicht uit te voeren onder moeilijke omstandigheden."
...o sadece ve sadece görevini zor şartlar altında yapmaya gayret etmiştir. saçma!

als ik me 't protocol goed herinner... zullen de krachten pogen de laatste afstammeling van jezus op te sporen.
Şimdi eğer protokolü doğru hatırlıyorsam... güçler, son kurtarıcıyla temasa geçmeyi deneyecektir.

hij is de knapste man aan het russische hof lang en als een griekse god gebouwd. een voorbeeld van mode en stijl die we allemaal pogen na te volgen.
rus sarayının en yakışıklı erkeğidir, bir yunan tanrısı gibi uzun boyu ve harika bir vücudu vardır moda konusunda ve davranışlarıyla hepimizin takip etmeye çabaladığı bir insan.