Results for autonomy translation from English to Turkish

autonomy
özerklik

he has autonomy.
onun bir özyönetimi var.

first was autonomy.
İlki otonomi'ydi .

announcement of democratic autonomy
demokratik özerklik ilanı

the second ingredient is autonomy.
İkincisi özgürlük.

okay? radical amounts of autonomy.
tamam mı? radikal miktarda özerklik,

this is due to the autonomy of institutions.
bu durum kurumların özerkliğinden kaynaklanmaktadır.

"canadians accept that quebec has autonomy.
kanadalılar, quebec'in özerk olduğunu kabul ediyor.

vojvodina appeals to international community for autonomy
voyvodina'dan uluslararası topluma Özerklik Çağrısı

autonomy: the urge to direct our own lives.
Özerklik, kendi hayatımızı yönetme isteği.

its stated goal is territorial autonomy for szekler land.
cnmt'nin hedefi, szekler bölgesi için toprak özerkliği olarak belirtiliyor.

so in google, there's a lot of autonomy.
google çok özgür bir ortam.

finns accept that the island of aland has autonomy.
finlandiyalılar, aland adasının özerk olduğunu kabul ediyor.

"democratic autonomy has two dimensions," she told setimes.
"demokratik özerkliğin iki boyutu var.

"the eu rejects the concept of autonomy on ethnic grounds.
evenimentul zilei gazetesi siyasi haberler baş editörü silviu sergiu setimes'a verdiği demeçte, "ab, etnik gerekçelerle özerklik kavramını reddetmektedir.

nero began his reign in 54 by promising the senate more autonomy.
nero, 54 yılında senato'ya daha fazla otonomi sözü vererek hükümdarlığına başladı.

patreve is only a statistical metropolitan area without any degree of autonomy.
patreve herhangi bir özerkliği bulunmayan, sadece istatistiksel bir bölgedir.

but we need much more privacy and much more freedom and much more autonomy at work.
ancak iş yerinde daha fazla özel alana, daha fazla özgürlüğe ve daha fazla özerkliğe ihtiyacımız var.

belgrade, however, insists that all it can agree to is broad autonomy.
ancak belgrad, kabul edebileceği tek şeyin geniş özerklik olduğunda ısrar ediyor.

autonomy, mastery and purpose, versus carrot and sticks. and who wins?
Özerklik, ustalık ve amaç, havuç ve sopaya karşı. peki kim kazanır?